< Previous28 AĞUSTOS 2021 artmaya devam etti. Ancak 24 yıllık veri serisinin rekor düzeyinde ölçülen tedarik zinciri aksamaları, fiyatlarda sert artışa neden oldu. M ayıs ayında 56,0 ile 11 yıllık rekor seviyeye ulaşan Küresel İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi® (PMI), haziranda hafif düşüşle 55,5 değerini aldı. Küresel imalat sektöründe üretim, siparişler ve istihdam MAKRO İstanbul Sanayi Odası Dünya İmalat PMI KÜRESEL İMALAT PMI’I HAZİRANDA 55,5 OLARAK GERÇEKLEŞTİ30 AĞUSTOS 2021 genel olarak olumluydu. Suudi Arabistan’da petrol dışı ekonomik aktivitede keskin artış devam ederken Birleşik Arap Emirlikleri de güçlü büyümeyi sürdürdü. Mısır’da üretim son yedi ayda ilk kez artış kaydetti. Katar’da ise geçen yılın ağustos ayından beri en güçlü büyüme gerçekleşti. Takip edilen Orta Doğu ülkeleri arasında sadece Lübnan’ın ekonomik aktivitesi düşüş gösterdi, ancak bu ülkede de daralma görece ılımlı seyretti. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Haziranda Covid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesine bağlı olarak, Türk imalatçılarının Avrupa’daki ana ihracat pazarlarında ve ABD’de talep artmaya devam etti. Bu eğilimin önümüzdeki aylarda firmaların yeni iş hacmini desteklemesi bekleniyor. Öte yandan Covid-19 salgını, başta Asya olmak üzere dünyanın bazı bölgelerinde talep iklimini olumsuz etkilemeye devam etti. Bu durum, Türk ihracatçılarını doğrudan fazla etkilemese de salgının ekonomik toparlanmayı sekteye uğratma gücüne halen sahip olduğunu gösteriyor.” T ürkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Haziran 2021 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Mayısta 58,4 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi haziranda 58,5’e yükselerek, Türk imalat sektörü ihracatçılarının talep ikliminde belirgin iyileşmenin sürdüğünü ortaya koydu. Söz konusu veri aynı zamanda Haziran 2006’dan beri en güçlü iyileşmeye işaret etti. AVRUPA’DA EKONOMİK AKTİVİTEDE GÜÇLÜ ARTIŞ OLDU İkinci çeyrek sonunda Avrupa genelinde ekonomik aktivite güçlü artış sergiledi. Türk imalatçılarının en büyük ihracat pazarı olan Almanya’nın üretiminde 10 yılı aşkın dönemin en hızlı artışı gerçekleşti. Euro Bölgesi’nin diğer pazarlarına bakıldığında, İtalya’da son 41 ayın, Fransa’da son 11 ayın en yüksek büyüme temposuna ulaşıldı. İspanya ise Şubat 2000’den beri en güçlü büyümeyi kaydetti. Birleşik Krallık’ta ekonomik faaliyetlerin genişleme hızı haziranda güçlü seyrini korudu ve mayıs ayında rekor düzeyin çok hafif altında gerçekleşti. Benzer bir tablo ABD için de söz konusu oldu. Bu ülkede büyüme hızı, bir önceki ay ulaşılan zirvenin ardından yavaşlamasına rağmen yine de anket geçmişinin en yüksek düzeyleri arasında yer aldı. TALEP, ORTA DOĞU’DA GENELDE OLUMLU İKEN ASYA’NIN BAZI BÖLGELERİNDE OLUMSUZ Orta Doğu’daki talep eğilimleri haziranda MAKRO İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi İSO TÜRKİYE İHRACAT İKLİMİ ENDEKSİ HAZİRANDA 58,5’E YÜKSELDİMAKRO GÜNDEM SANAYİ ÜRETİMİ BAZ ETKİSİYLE YILLIK YÜZDE 40,7 ARTTI 32 AĞUSTOS 2021 TÜİK tarafından açıklanan 2015=100 referans yıllı takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, aylık bazda nisandaki yüzde 0,8’lik düşüşün ardından mayısta yüzde 1,3 artarak tarihi rekor seviyeye (132,6) yükseldi. Son üç ayın ortalama endeksinin bir önceki üç ay ortalamasına göre büyüme hızı ise nisanda yüzde 1,5 iken mayısta yüzde 1,2’ye düştü. Sanayi üretiminin yıllık artış hızında, 2020 ikinci çeyreğinden kaynaklı baz etkileri mayıs ayında da devam etti. Mayısta takvim etkisinden arındırılmış endeks yıllık yüzde 40,7 artarak ekonomistlerin yüzde 38 civarındaki beklentilerinin üzerinde ger- çekleşti. Endeks nisanda yıllık yüzde 66,3 büyüme kaydetti. Böylece 2021’in ilk beş ayının ortalama üretim endeksi 2020’nin aynı dönemine göre yine güçlü baz etkisinin desteğiyle yüzde 26,1 arttı. 2020’nin ilk beş ayında 2019’un aynı dönemine göre üretim yüzde 7,9 daraldı. Mayıs ayında madencilik ve taşocakçılığı üreti- mi aylık yüzde 8,4 yükselerek, üst üste üç aylık düşüş trendinin ardından toparlandı. Sanayinin en büyük bölümünü oluşturan imalat sanayi üretimi yüzde 1,1 artarken elektrik, gaz, buhar ve iklim- lendirme üretimi ve dağıtımı sektöründe üretim yüzde 0,7 azaldı. Mal gruplarına göre, mayısta sanayi üretim endek- sinin nisan ayına gösterdiği büyümede yüzde 3,9 artan ara malı üretimi belirleyici oldu. Buna karşı- lık dayanıklı tüketim malı üretimi mayısta yüzde 1 azalarak 2021’in en düşük seviyesine geriledi ve Mayıs 2020’de takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi aylık yüzde 1,3 artarken, takvim etkisinden arındırılmış endeks ise geçtiğimiz yılın düşük baz etkisiyle yıllık yüzde 40,7 arttı. endeksin düşüş trendi dört aya ulaştı. Sermaye malı imalatı nisandaki yüzde 2,3’lük artışın ardından mayısta yüz- de 2,1 azalırken, dayanıksız tüketim malı imalatı ise nisanda yüzde 1,6 geriledikten sonra kısmen toparlana- rak yüzde 0,7 büyüme kaydetti. Mayısta imalat sanayi altındaki 24 alt sektörün 17’sinde üretim nisan ayına kıyasla artış gösterdi. 2020’nin aynı ayıyla kıyaslandığında ise yüzde 2,2 azalan elektrikli teçhizat imalatı dışında tüm alt sektörler üretim artışı sağladı. Nisan ayına göre üretimi yüzde 5,4 artan ana metal, yüzde 3,7 artan fabrikasyon metal ürünleri ve yüzde 3,6 artan mineral ürünler ima- latı sektörleri, toplam imalat sanayi üretimindeki büyümeye en yüksek katkıları sağlayan sektörler oldu. Buna karşılık, bilgisayar-elektronik imalatında yüzde 17,6 ve motorlu kara taşıtlarında yüzde 4,2 olarak gerçekleşen üretim düşüşleri, toplam imalat sektörünün aylık büyüme hızı- nı 0,7 puan sınırladı. Özetle, nisan ayındaki düşüşün ardından sanayi üretiminin yeniden aylık bazda toparlanması, sanayi sektörünün güçlü iç ve dış talebin desteğiyle dirençli görünümünü ko-İSO SANAYİ 33 ruduğunu gösteriyor. Ayrıca mayıstaki tam kapanmayla birlikte vaka sayılarındaki düşüş ve aşı uygulamalarının hızlanması da beklentilere olumlu yansıdı. Diğer yandan küresel tedarik zincirlerindeki aksamaların da etkisiyle yükselen ham madde fiyatları, yurt içinde gözlenen finansal oynaklıklar ve borçlanma maliyetlerinin yüksek seyri ise sektörün faaliyet koşullarını olumsuz etkiliyor. Aşılama sürecinin devam etmesi ve günlük yaşamın normalleşmeye başlaması yılın geri kalanında da tale- bin canlı seyredeceğine işaret ediyor. Büyümenin orta vadede güçlü ve sürdürülebilir olması için fiyat istikrarı ve finansal istikrar alanında süregelen belirsizliklerin giderilmesi önem taşıyacak. Yeni koronavirüs varyantla- rının bazı ülkelerde artan yayılımı da küresel görünüm açısından yakından izlenecek. Öncü göstergelere bakıldığında, mayısta 49,3’e düşerek 50,0 eşik değerinin altında kalan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI haziranda 51,3’e yükse- lerek yeniden büyüme bölgesine geçti. Bu düşüşte özellikle üretim ve toplam yeni sipa- rişlerdeki toparlanma belirleyici oldu. TCMB tarafından açıklanan mevsimsellikten arındı- rılmış (MA) Reel Kesim Güven Endeksi, ise haziranda 109,8 ile 2021 yılının en yüksek seviyesine ulaştı. Yine haziranda imalat sektörü kapasite kullanım oranı (MA) mayıs ayına göre 1,1 puanlık artışla yüzde 76,3 olarak gerçekleşti ve pandemi döneminin en yüksek seviyesine ulaştı. Tüm bu veriler, yılın ilk yarısı geride kalırken tam kapanma- nın sona ermesi ve kontrollü normalleşme sürecinin başlamasıyla sanayi sektörünün güçlü büyüme performansını sürdürdüğüne işaret ediyor. 1,2 -4,8 3,9 -2,5 3,7 -0,8 1,1 2,0 -0,4 2,5 -6,2 -30,1 19,0 17,5 8,2 2,9 1,6 1,0 1,4 1,1 0,9 0,2 0,8 -0,8 1,3 -35 -30 -25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20 25 30 35İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, AR-GE Teşvik Programları ile Türkiye’nin teknoloji üssüne dönüşmesinde amiral kuruluş olan TÜBİTAK’ın çabalarının sanayi üretimine olumlu yansıdığını söyledi. “İSO Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının 2020 yılı sonuçlarına bakıldığında, teknoloji yoğunluğuna göre yaratılan katma değerde son üç yıldır orta- yüksek ve yüksek teknoloji gruplarında umut veren bir ilerleme var” diyen Bahçıvan, 2018 yılında İSO Birinci 500’de bu oranın yüzde 27,5 iken, 2020 yılında yüzde 31,2’ye çıktığını belirtti. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: SANAYİMİZİ TEKNOLOJİ ODAKLI HALE GETİRİYOR TÜBİTAK’IN TEŞVİK PROGRAMLARI 34 AĞUSTOS 2021 MECLİSİ stanbul Sanayi Odası’nın (İSO) temmuz ayı Meclis toplantısı, 28 Temmuz 2021 tarihinde video konferans yöntemiyle yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan İSO Meclisi’nin ana gündem maddesi “AR-GE, Patent, Sürdürülebilirlik, Yeşil Mutabakat ve Yüksek Teknoloji Konularında TÜBİTAK Politikaları ve Sanayimiz” oldu. Meclis toplantısına TÜBİTAK Başkanı Prof. Hasan Mandal konuk olarak katıldı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Covid-19 salgınıyla dijitalleşme ve teknolojik dönüşüm sürecinin hız kazandığı bir dönemden geçildiğine, ülkelerin de yenilikçi çözümler için bilimsel çalışmalara ve AR-GE faaliyetlerine daha fazla ağırlık verdiğine dikkat çekti. Bahçıvan, “Acı ama gerçek; düşük katma değerli geleneksel bir üretim yapısını sürdürerek küresel rekabette yer almak maalesef artık mümkün değil. Büyük hedeflere sahip, genç nüfusu olan bir Türkiye için şikayetçi olduğumuz orta gelir tuzağı ve düşük büyüme artık kabul edilemez. Türkiye güçlü sanayi ülkesi olmak için üretimde niteliği artırmak zorunda. Bunun için bilim ve teknolojiyi üretime taşıyarak, AR-GE ile tüm üretim ve hizmet süreçlerinde teknoloji içeriğinin yükseltilmesine odaklanmalıyız” dedi. Türkiye’yi teknoloji üslerinden biri haline getirecek AR-GE projelerinin geliştirilmesi ve desteklenmesinde TÜBİTAK’ın önemine değinen Bahçıvan, TÜBİTAK’ın sanayinin ve üniversitelerin araştırma kapasitesini güçlendiren adeta bir amiral kuruluş olduğunu belirtti. Bahçıvan, AR-GE ve yenilik destek programları ile hedef odaklı, iş birliğine dayalı, uzun vadeli ve yüksek katma değer üretmeye yönelik projeleri teşvik ettiğini söyledi. TÜBİTAK’ın 2000 yılından bu yana sürekli artan AR- GE Teşvik Programı kapsamında atılan doğru adımların sanayi üretimine de olumlu yansıdığını belirten Bahçıvan, şöyle konuştu: “Her yıl açıkladığımız Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının 2020 yılı sonuçlarına göre, teknoloji yoğunluğuna göre yaratılan katma değer dağılımına baktığımızda son üç yıldır özellikle orta-yüksek ve yüksek teknoloji gruplarında umut veren bir ilerleme görüyoruz. 2018 yılında İSO Birinci 500’de orta yüksek ve yüksek teknoloji ile yaratılan katma değer toplamı yüzde 27,5 iken, bu oran 2019’da yüzde 30,4’e, 2020 yılında ise yüzde 31,2’ye çıktı. Benzer gelişmeyi daha çok KOBİ’lerin yer aldığı İkinci 500 Büyük İSO SANAYİ 3536 AĞUSTOS 2021 Sanayi Kuruluşu çalışmasında da gözlemliyoruz. Orta- yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin toplam payının 2020 yılında 3,1 puan artarak yüzde 29,5’e yükselmesini geleceğe ilişkin umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.” “TÜRKİYE, BİLİM VE TEKNOLOJİYİ TÜKETEN DEĞİL ÜRETEN OLMALI” Bahçıvan, Türkiye’nin bilim ve teknolojiyi tüketen değil üreten ülke olması yolunda TÜBİTAK’ın sürdürdüğü başarılı faaliyet ve projelerin devam ettirilmesinin önemini vurguladı. TÜBİTAK’ın hem desteklediği kişi, kurum ve projelerle hem de merkez ve enstitüleri bünyesinde geliştirdiği teknolojilerle gelişen Türkiye yolunda ülkemize ciddi katkılar sağladığını anlatan Bahçıvan, “TÜBİTAK’ın sanayi firmalarının AR-GE ve yenilik faaliyetlerini desteleyen TEYDEB Programı, özellikle son yıllarda bazı değişikliklere uğramış, destek programları çıktı ve etki odaklı olacak şekilde yapılandırıldı” dedi. 2020 yılında hayata geçirilen “Sipariş AR-GE” ve “Patent Lisans” çağrılarıyla iş birliği gerektiren ortak projelerin desteklenmeye başlandığını anlatan Bahçıvan, “Sipariş AR-GE” ile ticarileşme potansiyeli yüksek yeni ürün üretimlerinin, “Patent Lisans” çağrısıyla ise teknoloji üreten kuruluşların sahip olduğu patentlerinin sanayiye kazandırmasının hedeflendiğini bildirdi. Her iki programın da sanayinin önemli ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olduğunu kaydeden Bahçıvan, “Destek programlarında TÜBİTAK’ın öncelikli AR-GE ve yenilik alanları ile Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyum konuları ön plana çıkarılarak bu alandaki projeler teşvik edilmeye başlandı. TÜBİTAK desteklerinin, Patent Lisans, Sipariş AR-GE, Sanayi Doktora gibi programlarla iş birliklerini ve öncelikli alanları destekleyen bir yapıya bürünmüş olmasının, ülkemizin katma değerli ürünlerle rekabet gücü kazanmasında çok önemli bir kaldıraç etkisi olacağına inanıyoruz” diye konuştu. “ÖNÜMÜZDEKİ 10 YIL KRİTİK BİR SÜREÇ” Konuşmasında son günlerde Karadeniz bölgesinden ABD’ye, Belçika’dan Kanada’ya dünyada yaşanan sağanak yağış ve sel felaketlerine de değinen Bahçıvan, felaketlerin bilançosunun, tüm bu sürecin ‘İklim Krizi’ olarak nitelendirilmesini haklı çıkardığını ifade etti. Bahçıvan, şöyle konuştu: “Aşırı hava olayları insanlığın geri dönüşü olmayan bir yola girmemesi için önümüzdeki 10 yılın kritik bir süreç olduğunun altını çiziyor. Düşük karbon ekonomisinden, enerji verimliliğine; döngüsel ekonomiden sanayinin teknoloji ile adaptasyonuna kadar geniş bir yelpazede gerçekleşecek değişime yönelik adımları da hızlandırıyor. Avrupa Birliği, ‘Yeşil Mutabakat’ sürecinin önemli bir adımı olarak ‘Yüzde 55 hedefine uygunluk’ paketini yürürlüğe koydu. Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi de ülkemiz sanayisi adına sevindirici bir gelişme. Günümüzde küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olması da bir gereklilik halini aldı. AB’nin yeni sanayi stratejisinde, “yeşil ve dijital dönüşüm”ün ikiz bir dönüşüm olarak öngörülmesi sürdürülebilirlik ve teknolojinin birbiri ile sıkı bağını da ortaya koyuyor.” T emmuz ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay toplantıda gündeme ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Karadeniz bölgemizde, çok değil daha geçtiğimiz hafta yaşanan sel felaketi ya da Almanya, Belçika, İsviçre’yi etkisi altına alan, onlarca insanın yaşamını kaybetmesine yol açan su baskınları… Sıklıkları giderek artan, iklim değişikliğinin yaşamlarımızı tehdit eder bir hal aldığını gösteren vakalar… Nitekim WEF Küresel Riskler Raporu’nda, ‘beklenmedik hava olayları’ ve ‘insan kaynaklı çevresel zarar’, gelecek iki yılda gerçekleşmesi en yüksek 10 risk arasında yer aldı. Şu bir gerçek ki bu yeni dünyayı, eski dünyanın kurallarıyla modelleriyle yönetemeyiz. Bugün, geçmişe göre bir şey farklı. Ne pahasına olursa olsun büyümek ne olursa olsun üretimi artırmak anlayışı değişiyor. İşte bu nedenle sürdürülebilirlik kavramı, bugün birinci öncelik olarak karşımıza çıkıyor. Artık ülkelerde, yeşil ekonomi ve iş dünyasındaki yeni alanları öne çıkartıp daha fazla söz sahibi olma ve rekabeti yönlendirme arayışları hakim. Örneğin Avrupa Yeşil Mutabakatı, böyle bir arayışın meyvesi. Bugün artık paydaş kapitalizmini konuşuyoruz. Neden? Çünkü artık toplumun da beklentisi bu yönde oluyor. Bunu gören şirketler şu anda paydaşlarıyla bir ekosistem oluşturmaya çalışıyor. Rakiplerle iş birliği yapmak ise artık hiç şaşırtıcı bir durum değil!” “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, YAŞAMI TEHDİT EDİYOR” İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay: İSO SANAYİ 37 “2021 YILI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YILI” 2021 yılını sürdürülebilirlik yılı ilan ettiklerini hatırlatan Bahçıvan, sürdürülebilirlik alanındaki vizyonlarını ve çalışmalarını haziran ayında bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurduklarını, bu alanda uzman kişilerden oluşan Sürdürülebilirlik Platformunun ilk toplantısını da yine haziran ayında gerçekleştirdiklerini iletti. Bahçıvan, İTÜ Arı Teknokent ile 2015 yılından bu yana geleceğin sanayicilerini ödüllendirmek üzere yapmakta oldukları ortak çalışmayı, bu yıl sürdürülebilirlik konusundaki girişimleri desteklemek üzere bir adım ileri götürdüklerini anlattı. Sürdürülebilirlik konusundaki güncel gelişmeleri Meclis Üyelerine düzenli olarak iletmek üzere elektronik ortamda hazırladıkları Yeşil Bülten’in ilk sayısını geçtiğimiz günlerde Meclis Üyeleriyle paylaştıklarını aktaran Bahçıvan, bu yılın sonunda gerçekleştirmeyi planladıkları İSO Kongre çalışmalarına da sürdürülebilirlik temasıyla bir gün önce başladıklarını söyledi. “İSO NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜN YETİŞMESİNE ÖNEM VERİYOR” Teknolojiyi üreten toplumların dayandığı temel gücün bilimsel bilgi gücüne sahip insan kaynağı yani entelektüel sermaye olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “İstanbul Sanayi Odası olarak sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetişmesine büyük önem veriyoruz. İstanbul Sanayi Odası Vakfımız ile 800’ün üzerinde özellikle mühendislik ve fen bilimleri alanında üniversite öğrencisine burs sağlıyoruz. 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte hayata geçirdiğimiz Mesleki Eğitim İş Birliği Projesi ile İstanbul’da elliye yakın meslek lisesini Bakanlığımız ile birlikte yönetiyoruz. Bu iş birliğimizin yeni bir gelişmesi de bu yıl hayata geçirdiğimiz ve Türkiye’de bir ilk olan yazılım lisesi projemizdir. Bu haftanın başında açıklanan LGS sonuçlarına göre, yönetimini üstlendiğimiz meslek liselerinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yüksek bir doluluk oranına ulaştığımızı sizlerle paylaşmaktan büyük memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.Next >