Ocak’ta Cari Açık 1,9 Milyar Dolar, Rezerv Artışı 3,6 Milyar Dolar Oldu

Açıklanma Tarihi: 11.03.2021

Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı verilere göre 2020 Ocak’ta 2 milyar dolar olan cari işlemler açığı 2021’in aynı ayında 1,8 milyar dolara gerilemiştir. Piyasa beklentileri olan 1,6 milyar doların üzerinde kalmakla birlikte söz konusu rakam, Aralık ayında 36,8 milyar dolar olan 12 aylık kümülatif cari açığı hafif bir düşüşle 36,6 milyar dolara taşımıştır.

Ocak ayında cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre düşmesinde en belirleyici unsur altın ve enerji açığındaki düşüşlerden kaynaklanan 2 milyar dolarlık katkı olmuştur. Söz konusu dönemde enerji açığı 1,3 milyar dolar azalarak 2,1 milyar dolara gerilerken altın ticareti açığı da 0,7 milyar dolar düşüşle 0,9 milyar dolara inmiştir.

Buna karşılık, olumsuz tarafta ise COVID-19 kısıtlamaları nedeniyle %60,3 düşüşle 0,5 milyar dolara gerileyen turizm net geliri öne çıkmaktadır. Buna ek olarak çekirdek (altın ve enerji hariç) dış ticaret fazlası da 0,6 milyar dolar düşüşle 1,1 milyar dolara gerileyerek cari açığı artırıcı yönde etki yapmıştır. Ayrıntılara bakıldığında Ocak’ta altın ve enerji hariç ihracat yıllık %1,6 azalırken ithalat %3,1 artmıştır. Son olarak, turizm dışı hizmet gelirlerinde 0,4 milyar ve gelir dengesindeki 0,1 milyar dolarlık bozulma da cari açıktaki iyileşmeyi sınırlamıştır.

Finansman tarafında, Ocak ayında 1,9 milyar dolarlık cari açığa karşılık 1,6 milyar dolarlık kayıtlı net sermaye girişi gerçekleşmiştir. Bu rakam Aralık ayına (9 milyar dolar) göre belirgin şekilde yavaşlamıştır. Öte yandan, net hata-noksan kaleminden sağlanan 3,8 milyar dolarlık net girişle (Aralık 2020: 1 milyar dolar) birlikte resmi rezervlerde 3,6 milyar dolar artış sağlanmıştır. Böylece, ekonomi politikalarındaki yön değişikliğinin sermaye akımlarına yansıdığı Aralık ve Ocak’ta toplam 10,3 milyar dolarlık rezerv artışı kaydedilmiştir.

Detaylar incelendiğinde, Ocak ayında kayıtlı sermaye girişinde belirleyici kalem 4,8 milyar dolarla net portföy yatırımları olmuştur. Bu gelişmede Hazine’nin 3,5 milyar dolarlık Eurobond ihracı önemli rol oymamıştır. Ekim 2020-Ocak 2021 döneminde 8,3 milyar doları bu ihraçlardan olmak üzere toplam 14,2 milyar dolarlık net portföy girişi gerçekleşmiştir.

Ocak ayında bankalar 0,3 milyar dolar net kredi ödemesi yaparken özel sektör hemen hemen aynı miktarda net borçlanma yapmıştır. Finansmanın sürdürülebilir kaynaklarından olan doğrudan yatırımlar ise net 0,2 milyon dolarla oldukça zayıf gerçekleşmiş, yıllık bazda %76,6 azalmıştır. Efektif ve mevduatlar kaleminden ise net 1,6 milyar dolarlık çıkış olmuştur.

Özetle, 2020’de COVID-19 pandemisinin ihracat ve turizmi daraltıcı etkilerinin yanı sıra yılın ikinci yarısında iç talepteki toparlanma ve yüksek altın talebi cari açıkta hızlı bir artışa neden olmuş, ortalama enerji fiyatlarının düşük seyri ise daha büyük bir artışı önlemiştir. Son aylarda ise enerji ve ham madde fiyatlarındaki toparlanmanın olumsuz etkilerine karşılık sıkılaşan finansal koşullar nedeniyle yurtiçi talepte kısmi ivme kaybı ve altın ithalatında yavaşlama görülmektedir. Bu gelişmeler, 12 aylık kümülatif cari açıktaki artış trendinin 2020 sonundan itibaren yavaşlamasını ve 2021’in başında açığın hafifçe düşmesini sağlamıştır. Finansman tarafında ise Türkiye’nin risk primindeki göreli azalmanın ve yüksek seyreden küresel risk iştahının olumlu etkileri gözlenmektedir.

Önümüzdeki dönemde sıkı yurtiçi finansman koşulları ve alım gücündeki aşınma iç talebi sınırlarken COVID-19 aşılarının uygulanması ve kademeli normalleşme süreci ise ertelenmiş tüketim ve yatırım talebini destekleyecektir. Emtia fiyatlarındaki yükseliş ithalatta maliyet yönlü artışa yol açabilecek olsa da, altın ithalatındaki düşüşün sürmesi, küresel ticarette canlanma ve turizmde olası bir toparlanmayla dış ticaret ve hizmetler dengesinde de nispi bir iyileşme görülebilecektir. 2021’de bu unsurlar arasında olumlu taraftakilerin ağır basması ve geçen yıla göre cari açığın daralması beklenmektedir. Orta ve uzun vadede ise üretimin ithalata bağımlılığını azaltan ve katma değer yapısını güçlendiren reformların hayata geçirilmesi, cari açığı yapısal bileşenlerinde iyileşme sağlayabilecektir.