Sanayimizi Geleceğe Hazırlamak…

Dünya ekonomisi oldukça belirsiz ve karmaşık bir tabloda yönünü aramaya devam ediyor. Yaşanmakta olan süreç önümüzdeki dönemde tüm ekonomiler için hem fırsatlar hem de riskler yaratırken; ülkemizin bu ortamdan izole olması mümkün değil.

Tedarik zincirlerindeki yer değiştirmeler, dijital ve yeşil dönüşümün otomobillerden küçük ev aletlerine kadar her alanda sağladığı devrim niteliğindeki gelişmeler, yapay zekâ araçlarının hayatımıza kattığı yenilikler hepimizde heyecan yaratsa da karmaşık soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Ticaretten teknolojiye her alanda küresel rekabet sertleşiyor, maliyetler yükseliyor, belirsizlik artıyor. Bu ortamda Türkiye sanayisinin ayakta kalabilmesi, dayanıklılığını artırmasına bağlı.

Bu çok kritik günlerde biz de geçen ayki İSO Meclis toplantımızda “Küresel Rekabette İlerleme için Enflasyon ve Maliyet Krizine Karşı Türkiye Sanayisinin Dayanıklılığının Artırılması” konusunu Meclis Üyesi sanayicilerimiz ile birlikte ele aldık.

Her zaman diyalog, istişare ve ortak aklın gücüne inanan bir anlayış eşliğinde, İSO Meclis Üyelerimizin değerli düşünce ve önerileriyle son derece verimli geçen toplantımızın ayrıntılarını ilerleyen sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Meclis Üyelerimize bu önemli konuda düşüncelerini paylaştıkları ve Meclisimize yaptıkları katkı için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Geçen ay önemli bir raporumuzu daha kamuoyu ile paylaştık. Mayıs ayında açıkladığımız ve ekonomi kamuoyunda büyük yankı bulan İSO 500 Büyük araştırmamızdan sonra açıkladığımız, daha çok küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri kapsayan İSO İkinci 500 Büyük araştırmamız da sanayinin kılcal damarlarında neler olduğunu ortaya koyması açısından son derece değerli bilgiler içeriyor. Kamuoyunda büyük ilgiyle karşılanan verilerin özetini ilerleyen sayfalarımızda bulabilirsiniz.

Sanayimizin küresel rekabette öne çıkabilmesi, yalnızca verimlilikle değil; aynı zamanda ekonomik, teknolojik, jeopolitik ve diğer şoklara karşı direnç gösterebilmesiyle mümkün. Dayanıklılığı artırmak, artık sanayi politikalarının vazgeçilmez bir boyutu.

Diğer taraftan günümüzün çoklu kriz ortamı, risk odaklı bir yaklaşımla çevresel, sosyal ve yönetsel dayanıklılığın bir arada değerlendirilmesini gerektiriyor.

Günümüzde sanayide yaşanan dönüşümün hızı ve kapsamı konusunda hepimiz mutabıkız. Ancak bu dönüşüm sadece teknolojik değil, aynı zamanda zihinsel ve yapısal nitelikler taşıyor.

Bu çerçevede uzun süredir hazırlandığımız ve umut verici bir yol kat ettiğimiz “İSO Stratejik Dönüşüm Merkezi (İSO SDM)” çalışmalarını geçen ay yaptığımız İSO Meslek Komiteleri toplantımızda sanayicilerimizle detaylı bir şekilde paylaştık.

Sanayide teknolojik dönüşümün önce zihinsel dönüşümle başlayacağını düşünüyor ve İSO SDM’nin bu sürece çok önemli katkılar yapacağına olan inancımı vurgulayarak hepinize güzel ve sağlıklı bir ay geçirmenizi diliyorum.

Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı