Depremi Sadece Deprem Olduğunda Konuşmamalıyız
- 02.05.2025
- Arşiv
Yıllardır “İstanbul Depremi”ni konuşuyoruz. Konuşmaların içeriğinin ağırlığını “depremin şiddeti”, “fayın nereden kırılacağı” “yıkımın ekonomik ve sosyal boyutu” gibi konular oluşturuyor. Yaklaşan depreme hazırlık noktasında maalesef alabildiğimiz bir mesafe yok.
Geçen ay “Beklenen İstanbul Depremi”nin küçük bir simülasyonunu yaşadık. 6.2 şiddetinde ve merkezi Silivri açıkları olarak açıklanan deprem İstanbul ve çevre illerde büyük bir tedirginliğe sebep oldu. Depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Fakat deprem, sadece depremin hissedildiği, yaşandığı günlerin konusu olmamalıdır. Artık herkes İstanbul’un ve yurdumuzun diğer bölgelerindeki deprem gerçeğinin farkında olmalıdır. Türkiye’nin en büyük sanayi odası olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) olarak bizler de depremle ilgili öz eleştirimizi yapıyoruz ve diyoruz ki; Maalesef İstanbul, beklenen “Büyük İstanbul Depremi”ne hazır değil… Ve bu gerçek karşısında depremi umursamama lüksümüz yok. Bunu büyük bir vebal olarak görüyoruz.
Deprem gibi ülkemizin geleceğini tehdit eden bir konuda artık üç maymunu oynayamayız. Bu nedenle daha önce çeşitli vesilelerle dile getirdiğimiz gibi artık İstanbul’daki tüm sanayi tesislerinin samimi ve sağlıklı bir check-up’ının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün ülkemizin deprem gerçeğini ele alarak gerçekçi çözümleri hayata geçirebilecek farklı bir akla ihtiyacımız olduğunu, sıklıkla yaşadığımız ve çok büyük acılara yol açan depremler bizlere fazlasıyla gösteriyor. Bu iş “Deprem Bakanlığı” ile mi olur, “Deprem Bilim Kurulu” ile mi olur, bunu mutlaka gündeme getirerek tartışmamız ve somut bir sonuca ulaştırmamız şart.
Biz İSO olarak bu konuda üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu herkesin bilmesini isteriz. Konu deprem ise herkes bireysel menfaatlerini bir kenara bırakmalı. Hep birlikte kararlı bir şekilde ve vazgeçmeden bu konunun ısrarlı takipçisi olmalıyız.
Dünya, üretim ve ticaret hayatımızı da çok yakından ilgilendiren şekilde büyük bir çalkantı, tam bir alt-üst oluş yaşıyor. Ukrayna ve Ortadoğu’daki savaş ve çatışmalara şimdi de Hindistan ve Pakistan arasında, savaşa varacak boyutlarda askeri gerilim eklendi. Diğer yandan ABD Başkanı Trump’ın ilan ettiği yüksek gümrük vergilerinin, dünya ticareti üzerinde yarattığı şok ve ortaya çıkardığı belirsizlik devam ediyor. Bu önemli gelişmeler ve süreç, ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Gidişat çok hızlı ve sarsıcı. Bizleri riskler kadar bazı fırsat ve avantajlar da bekliyor.
Nisan ayı Meclis toplantımızı bu önemli konuda “Küresel Ticaret Gerilimlerinin Gölgesinde Türkiye Sanayisi: Riskler ve Stratejik Seçenekler” gündemiyle yaptık. Alanlarında uzman isimlerle yaptığımız ve Meclis Üyelerimizin aktif katılımıyla devam eden, ayrıntılarını ilerleyen sayfalarımızda okuyabileceğiniz panel, ufuk açıcıydı.
Bu ayın ilk gününde iş hayatımızın en önemli paydaşlarından biri olan çalışanlarımızın bayramını kutlayacağız. Büyük değişikliklerin yaşandığı bu çağda toplumumuzun refahı için çalışma barışına her zamankinden daha fazla önem vermeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlarken, mutlu ve sağlıklı bir ay geçirmenizi diliyorum.
Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı