İSO 33. Grup Plastik Ambalaj Sanayii Meslek Komitesi Ev Sahipliğinde Yeni Çağda Değişen Liderlik Tanımı Toplantısına Prof. Dr. Acar Baltaş Konuk Oldu

  • Diğer Haberler
33_grup_manset

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 33. Grup Plastik Ambalaj Sanayii Meslek Komitesi ev sahipliğinde dijital dönüşüm çağında liderlik ve çalışan bağlılığını artırmaya yönelik Teknoloji Çağında Liderlik konulu toplantı düzenlendi. Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın da katıldığı etkinlikte Prof. Dr. Acar Baltaş, yaptığı sunumla sanayicilere rehberlik etti.

İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve İSO 33. Grup Meslek Komiteleri Üyeleri ile komiteye mensup firma temsilcisinin ilgiyle takip ettiği etkinliğin açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, şunları söyledi:

“İçinde bulunduğumuz çağda, yalnızca üretim araçları değişmiyor; aynı zamanda iş yapış biçimleri, kurum kültürleri ve liderlik anlayışı da köklü bir dönüşümden geçiyor. Yapay zekâ, otomasyon, büyük veri, yeşil ve ikiz dönüşüm… Bütün bu kavramlar, artık yalnızca teknoloji departmanlarının konusu değil; şirketlerin yönetim kurullarında, liderlerin gündeminde ve sanayi stratejilerimizin merkezinde yer alıyor. Liderlik artık sadece ekip yönetmek değildir. Liderlik, teknolojinin sunduğu fırsatları iş stratejilerine entegre edebilmek; riskleri öngörmek, belirsizlikte yol gösterebilmek ve çalışanların yaratıcılığını ortaya çıkarabilmektir. Dünya Ekonomik Forumu’nun Future of Jobs raporu, 2030 yılına kadar küresel iş gücünün yaklaşık %40’ının teknoloji tabanlı dönüşümden doğrudan etkileneceğini ortaya koyuyor. Yani her on çalışandan dördü, mevcut iş tanımını kaybedecek ya da dönüştürmek zorunda kalacak.


İSO Başkanı Erdal Bahçıvan

Bu, iş dünyasında yalnızca yeni istihdam alanlarının oluşacağını değil, aynı zamanda mevcut çalışanların yeniden beceri kazanmasının da hayati bir gereklilik haline geleceğini gösteriyor. Yine OECD ve McKinsey gibi kuruluşların yaptığı analizler, önümüzdeki on yıl içerisinde yalnızca teknik becerilere değil; aynı zamanda problem çözme, eleştirel düşünme, iş birliği ve duygusal zekâ gibi insani becerilere talebin dramatik biçimde artacağını ortaya koyuyor. Bu öngörüler bize şunu çok net biçimde göstermekte; rekabet artık yalnızca ürünler arasında yaşanmayacak. Rekabet, teknolojiyi vizyonla bütünleştirebilen, değişime öncülük edebilen hem teknik hem insani becerileri harmanlayarak yol gösterebilen liderler arasında yaşanacak. İşte tam da bu nedenle, sanayimizin geleceğini güvence altına almak için, liderlik anlayışımızı yeniden tanımlamamız gerektiğine inanıyoruz.”


İSO Meclis Üyesi Serkan Güleç

Toplantıya ev sahipliği yapan İSO 33. Grup Meslek Komitesi’ne mensup aynı zamada İSO Meclis Üyesi Serkan Güleç de açılış konuşmasında şu hususlara değindi:

“Dijital dönüşümün hayatımızı hızla şekillendirdiği günümüzde, liderlik anlayışı da köklü bir değişimden geçiyor. Bugün artık sadece teknolojik altyapıların iyileştirilmesi yeterli değil. Aynı zamanda organizasyon kültürünü yeniden tanımlamak, yönetim yaklaşımlarını güncellemek ve en önemlisi, çalışanlarla kurduğumuz iletişim biçimlerini dönüştürmek zorundayız. Çünkü teknoloji tek başına fark yaratmıyor; asıl farkı yaratan, insanın teknolojiyle kurduğu bağ ve bu bağı yönlendiren liderliktir.

Hocamızın “Hayat en çok İyileri Kırar” isimli kitabından küçük bir hatırlatmayı da paylaşmak isterim. Kitabında, iş ve özel hayatın zorluklarının, aslında güçlü insanların üzerine daha çok geldiğini söyler. Çünkü sorumluluk alan, risk üstlenen, cesaretle öne çıkan insanlar, kaçınılmaz olarak daha çok sınanır. İşte teknoloji çağında liderlik de tam olarak bu noktada şekilleniyor. Yalnızca teknolojiyi anlamak değil, belirsizlikler karşısında sağlam durabilmek, çalışanlara güven verebilmek ve insanın öz değerini merkeze koyabilmek, geleceğin liderlerini farklı kılacak.

Hepimizin aklında şu sorular var: Yeni nesille etkili iletişimi nasıl kurarız? Çalışan bağlılığını nasıl güçlendiririz? Farklı kuşakların beklentilerini nasıl bir araya getiririz? Bugün bizlerle birlikte olan çok değerli hocamız, Prof. Dr. Acar Baltaş da uzun yıllardır bu konuların hem akademik hem de pratik dünyadaki en önemli isimlerinden biri. Hocamızın “Teknoloji Çağında Liderlik” başlıklı seminerinde bizlere aktaracağı fikirler, bu dönüşüm sürecini anlamamız ve doğru adımlar atmamız açısından son derece yol gösterici olacak.”

Yapılan açılış konuşmalarının ardından etkinlik, Prof. Dr. Acar Baltaş’ın dijital dönüşüm çağında liderlik, yeni nesil ile etkili iletişim kurma ve organizasyon kültürünü dönüştürme konularını içeren detaylı sunumuyla devam etti. Katılımcıların ilgiyle izlediği ve interaktif bir konuşma yapan Baltaş, özetle şu konu başlıklarına değindi söyledi:

Dijital Dönüşüm Çağında Liderlik

“Bugün iş anlayışı, iş yapma biçimleri ve çalışan davranışları köklü bir değişim geçirmiştir. Dolayısıyla, yönetim anlayışının da bu değişime uyum sağlaması gerekmektedir. Sanayinin ve ekonominin kalbi burada atmaktadır ve bu değişim, tüm Türkiye’yi etkileyecek bir güce sahiptir. Liderlik, artık sadece teknik becerilerden ibaret değildir; başkaları aracılığıyla sonuç almak, bağ kurarak etkilemek demektir. Vizyon, entelektüel zekâ, analitik düşünce, anlamlı mesajlar ve güçlü iletişim gerektirir. Gerçek bir vizyon, bol bol okumayı, farklı disiplinlerden beslenmeyi, sanat ve felsefeyle ilgilenmeyi, sorgulamayı içerir. Bilgelik zekâsı, farklı bakış açılarını anlamayı ve uzun vadeli çözümler üretmeyi mümkün kılar. Örneğin, IBM’in 2017’de yaptığı araştırmada STEM (sanat, teknoloji, inceleme, matematik) becerileri en değerli bulunurken, 2023’te ekip çalışması, etik ve müzakere gibi beceriler ön plana çıkmıştır. Bu, liderlerin bilgelik zekasına ihtiyaç duyduğunu gösterir. Liderlik programlarının temelinde güven yatar, ancak bunu hayata geçirmek zordur. Gallup’un araştırmasına göre, çalışanların tamamı hayatlarında en az bir kere tahammül edilmesi imkânsız bir yöneticiyle çalıştıklarını söylüyorlar. %70'i insan kaynaklarının genel klişesini söylüyor; İnsanlar işte şirketten ayrılmaz, yöneticilerinden ayrılır. %60’ı işin en stresli kısmının yöneticilerle ilişkiler olduğunu belirtmektedir. Liderlik, zorbalık etmeden zorlamayı ve onur kırmadan hataları düzeltmeyi gerektirir. Konfor alanından çıkmadan yüksek performans elde edilemez; ancak bu, çalışanların sesine kulak veren, değerlere dayalı bir yönetim anlayışıyla mümkündür.”

Yeni Nesil ile Etkili İletişim Kurma

Yeni nesil ile etkili iletişim, farklı kişilik özelliklerini anlamayı gerektirir. Beş Faktör Kişilik Kuramı’na göre, insanlar içe-dışa dönüklük çizgisinde farklı yerlerde durur. Yöneticiler, kendi bakış açılarına göre değil, bu farklılıkları bilimsel olarak anlamalıdır. Örneğin, bir yönetici dışa dönükse, içe dönük bir çalışanı “pısırık” ya da “sünepe” olarak görebilir; tersine, daha dışa dönük birini “geveze” bulabilir. Ancak bu farklılıklar, iş çatışmasını ilişki çatışmasından ayırmak için bir fırsattır. Olgun liderler, iş çatışmalarını yönetir; olgun olmayanlar ise bunu kişisel çatışmalara dönüştürür. Toplantılarda “Benim göremediğim neyi görüyor karşımdaki?” diye sormak, farklı bakış açılarını anlamayı sağlar. Genç nesiller, yaldızlı lafları yutmuyor. Onlar, değerlere dayalı, tutarlı bir yönetim bekliyor. Örneğin, kriz anında çalışanlarını kapının önüne koyan şirketler, gençler nezdinde itibar kaybediyor. Yeni nesille bağ kurmak, onların sesini duymaya ve karşılık vermeye dayalı bir liderlik anlayışını gerektirir. Ayrıca, gençlere “Memleket ne hale geldi, yaşanmaz” gibi söylemlerden kaçınılmalı; çünkü bu, 10-12 yaşında çocukların yurtdışına gitme hayalleri kurmasına neden oluyor. Hiçbir bitki kendi toprağının dışında tam potansiyeline ulaşamaz. Köklerimizin olduğu yerde yaşamak, ruh ve akıl sağlığı açısından kritik önemdedir.”

Organizasyon Kültürünü Dönüştürme

“Kültür, kurumun ruhudur; görünmez ama hissedilir, rüzgâr gibidir. Kültür, kararların nasıl alındığını, hangi davranışların onaylandığını ya da kimlerin yükseldiğini belirler. Örneğin, “Bu kurumda rahatça koridorda yürüyebilir miyim, yoksa sırtımı duvara mı dayamalıyım?” sorusu, kültürün güven ortamını yansıtır. Hataların konuşulamadığı kültürler, hataların gizlenmesine, büyümesine ve patlamasına yol açar. Havacılık, madencilik ve acil servisler gibi sektörlerde bu, ölümcül sonuçlar doğurur. Kötü haber verme kültürünün olmaması, kalite güvence süreçlerini zayıflatır. Psikolojik güvenlik kültürü, hataların serbestçe konuşulabildiği bir ortamdır. Hataların gizlenmesi, bölümler arası suçlamalara, güvensizliğe ve düşmanlıklara neden olur. Kültür, liderin sorumluluğundadır; en baştaki lider, bu kültürü yaratmazsa aşağıya yayılması mümkün değildir. Değerler, kültürün pusulasıdır; bedel ödetir, kısa vadeli karlılık ve rekabetin önünde engeldir, ancak uzun vadede itibar ve güvenilirlik kazandırır. Örneğin, krizde çalışanlarını kapının önüne koyan şirketler, itibar kaybeder. Kültür değişimi zordur, ancak mümkündür; bu, liderin vizyonu, tutarlılığı ve çalışanlarla bağ kurma yeteneğiyle gerçekleşir.”

Prof. Dr. Acar Baltaş’ın detaylı sunumunun ardından etkinlik interaktif şekilde gerçekleşen soru-cevap bölümüyle devam etti. Gelen sorunların Baltaş tarafından yanıtlanmasının ardından toplantı sona erdi.