Meclis Konuşması
İSO Eylül Ayı Meclis Toplantısı'nda 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) Çerçevesinde Sanayinin Dönüşümü Ele Alındı
- 24.09.2025
- Meclis Konuşması

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin eylül ayı olağan toplantısı “Sanayimizde Dönüşümü Tartışırken Yeni Orta Vadeli Program- OVP (2026-2028) Hedeflerinin Üretim Hayatımız Açısından Önemi” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkan Yardımcısı Yüksel Özyurt’un başkanlık ettiği, İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı’nın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ moderatörlüğünde bir panel düzenlendi.
TEPAV Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. M.Coşkun Cangöz, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Direktörü ve Başekonomisti Dr. Burcu Ünüvar ve Akbank Başekonomisti ve Ekonomik Araştırmalar Bölümü Başkanı Çağrı Sarıkaya’nın konuşmacı olarak yer aldığı toplantıyı İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve basın mensupları ilgiyle takip etti.
İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, Meclis toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, “Pek çok reform taahhüdünü içeren OVP gibi politika metinlerinin kararlılıkla uygulandığını görmeye en çok bugün ihtiyacımız var. Bugün sanayicilere en acil ihtiyacınız nedir diye sorsak, muhtemelen büyük bir çoğunluktan alacağımız ilk cevap; ‘önümüzü görebilmek’ olacaktır. Makroekonomik istikrarın yeniden tesisi açısından ‘en kötüyü’ geride bıraktığımız bir süreçten geçerken, umuyoruz ki sanayide dönüşüm, yeni nesil finansman, sürdürülebilir iş ve yatırım ortamı gibi başlıkları yeniden ülke gündeminin en üst sıralarına taşıyabiliriz” dedi.

İSO Meclis Başkan Yardımcısı
Yüksel Özyurt
İSO eylül ayı olağan Meclis toplantısı İSO Meclis Başkan Yardımcısı Yüksel Özyurt tarafından açıldı. Özyurt, ana gündem maddesine ilişkin yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bugün ihracatımızda orta ve düşük teknolojili ürünlerin ağırlığının yüksek olması sürdürülebilir model değildir. Sanayimizde güçlü ve yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek ürünlerin payını artıracak bir dönüşüm, hiç kuşkusuz ihracat gelirlerini yükseltme imkânı sunarak ekonomimizin en önemli sorunlarından biri olan cari açık konusunu da gündemimizden çıkaracaktır. Kuşkusuz sanayi sadece makinelerden, robotik kollardan ibaret değil. Beşerî sermayesi zayıf, yetişmiş iş gücünü koruyamayan ülkelerin sadece üretimde değil, ekonominin hiçbir alanında başarılı olma şansı yok.
Bu nedenle bizim gelecek yılların planlamasını yaparken önümüze koyacağımız, üzerinde kafa yormamız gereken ilik konulardan biri beşerî sermayemizi güçlendirmek olmalıdır. Mesleki eğitim, dijital beceriler ve inovatif düşünme yetkinliklerini daha üniversite eğitimine varmadan gençlerimize kazandırmalıyız. Bu, gençlerimizin tüketim değil üretim ekonomisine kazandırılması açısından hayati önemdedir. Bu çerçevede Türk sanayiinde dönüşümü biz, bir tercih değil bir zorunluluk olarak değerlendiriyoruz. Dijitalleşmeyi, yeşil üretimi, teknolojiye dayalı katma değerli ürünleri ve nitelikli iş gücünü; Türkiye’nin küresel rekabette güçlü bir aktör olmasının anahtarları olarak görüyoruz.”

İSO Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
İrfan Özhamaratlı
Ana gündem maddesine ilişkin görüşlerini paylaşmasının ardından İSO Meclis Başkan Yardımcısı Yüksel Özyurt, gündeme dair konuşmasının ardından açılış konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı’yı kürsüye davet etti.
İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, açılış konuşmasında ülkemizin üç yıllık makro ekonomik/sosyal politika çerçevesini ortaya koyması bakımından önem taşıyan Orta Vadeli Program’ların kendi içinde tutarlı, bütünlüklü bir hedef ve politika seti sunması, kamuoyunu ikna edici içerikte olması ve içerdiği eylem planlarının belirlenen takvimle uyumlu şekilde hayata geçirilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Sanayiciler olarak üretim hayatını ve toplumsal refaha kalıcı yarar sağlayacak her türlü adımı desteklerken, sorun ve ihtiyaçları da açık yüreklilikle dile getirdiklerini belirten Özhamaratlı, şunları söyledi:
“Bugün sanayicilere en acil ihtiyacınız nedir diye sorsak, muhtemelen büyük bir çoğunluktan alacağımız ilk cevap, ‘önümüzü görebilmek’ olacaktır. Gerçekten de uzunca bir süredir hem küresel ölçekte yaşanan şokların hem de yurt içindeki sıcak gelişmelerin etkisiyle büyük bir belirsizlik ortamında yaşıyoruz. Özellikle son 4-5 yılın enflasyonist ortamı, karar alma süreçlerimizde ufkumuzu daralttı ve atacağımız her adımda bizleri çok daha ihtiyatlı olmaya zorladı. Sanayiciler olarak her okuduğumuzda ‘keşke yapılabilse’ dediğimiz pek çok reform taahhüdünü içeren OVP gibi politika metinlerinin kararlılıkla uygulandığını görmeye en çok bugün ihtiyacımız var. Makroekonomik istikrarın yeniden tesisi açısından “en kötüyü” geride bıraktığımız bir süreçten geçerken, umuyoruz ki sanayide dönüşüm, yeni nesil finansman, sürdürülebilir iş ve yatırım ortamı gibi başlıkları yeniden ülke gündeminin en üst sıralarına taşıyabiliriz. Bunlar yapıldığı takdirde sanayimizin artacak olan rekabet gücüyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ekonomisine büyük katkılar yapacağına inanıyorum.”
Konuşmasında OVP’de fiyat istikrarını tesis etme doğrultusunda devam eden kararlılığı çok önemli bulduklarını ifade eden Özhamaratlı “OVP tahminleri tek haneli enflasyona ancak 2027 sonlarında ulaşabileceğimize işaret ediyor. Dolayısıyla önümüzde hala uzun ve zorlu bir maraton olduğu açık. OVP’de vurgulanan ‘para, maliye ve gelirler politikasının eşgüdümü’ ile ‘yönetilen-yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu belirlenmesi’ yaklaşımlarını da oldukça değerli buluyoruz. Başta tarım olmak üzere ‘arz yönlü’ politikaların devreye girmesi de giderek artan bir ihtiyaca işaret ediyor” ifadelerini kullandı.
OVP’de en yakından inceledikleri büyüme tahminleri konusunda özellikle 2026 ve 2027’de potansiyelin altında bir ekonomik büyüme beklendiğini, burada küresel belirsizliklerin bir miktar etkisi olsa bile, daha mütevazı bir büyümenin esasen “enflasyonu düşürmek için katlanılan maliyet” olduğuna şüphe olmadığını ifade eden Özhamaratlı, şu hususlara değindi:
“Diğer yandan, programda büyümenin nitelik tarafına ağırlık verilmesi, yani toplam faktör verimliliğini ve potansiyel büyümeyi artırmak için tıpkı enflasyonda olduğu gibi yine ‘arz yönlü’ bir perspektif çizilmesi önem taşıyor. Bir diğer çarpıcı gelişme, önümüzdeki dönemde OVP’de dış talebin büyümeye katkısının çok düşük beklenmesi. Dolayısıyla ekonomik büyümemiz yine iç talep ağırlıklı olacak. Ancak OVP’de bunun özel tüketime değil, kamunun da önemli katkısıyla sabit yatırımlardaki bir hızlanmaya dayanması bekleniyor. Bu noktada yapılacak her türlü harcama ve kaynak tahsisinin üretkenlik, dijitalleşme, yeşil dönüşüm gibi yeni nesil rekabet alanlarına yönelmesi, ülkemiz ve sanayimiz için uzun vadede büyük bir kazanım anlamına gelecektir. Ayrıca işgücü piyasası dinamiklerinin hızla değiştiği bir dünyada yeni nesil çalışma modellerinin geliştirilmesi, güvenceli esnekliğin artırılması, tamamlayıcı emeklilik sisteminin inşa edilmesi gibi, nitelikli insan kaynağımızı daha etkin kılacak reformların OVP’de yer almasını kıymetli buluyoruz.”
OVP’ye yönelik son olarak anahtar kavramlardan mali disipline de değinen İSO Başkan Yardımcısı Özhamaratlı, şunları söyledi:
“2025 ikinci çeyrek Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ve nakit bütçe rakamlarında mali disiplin açısından uzun zamandır beklediğimiz iyileşmenin ilk sinyallerini almak memnuniyet verici. Bununla birlikte, mali disiplin konusundaki en kritik yapısal reform başlıkları olan kayıt dışılıkla mücadele, KİT yönetişim reformu ve sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği gibi alanlara bu OVP döneminde daha fazla odaklanılmasını bekliyoruz.”
Yapılan açılış konuşmalarının ardından İSO eylül ayı Meclis Toplantısı, Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde, TEPAV Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. M.Coşkun Cangöz, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Direktörü ve Başekonomisti Dr. Burcu Ünüvar ve Akbank Baş Ekonomisti ve Ekonomik Araştırmalar Bölümü Başkanı Çağrı Sarıkaya’nın konuşmacı olarak yer aldığı panel ile devam etti. Panelin açılışında kısa bir girizgâh yapan Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, özetle şunları söyledi:

Ekonomi Gazetesi
Yönetim Kurulu Başkanı
Hakan Güldağ
“Orta Vadeli Program esas itibariyle iş insanları için bir pusula niteliğinde olabiliyor. İş dünyasını en çok ilgilendiren konu bu. Nereye doğru gidiyoruz? Hesap yaparken, biraz işlerimizi düzenlerken bundan nasıl faydalanabiliriz? Biraz bunu konuşuyor olacağız. En fazla bir saat kadar bir sohbet edeceğiz. Sonra salona döneceğiz. ��nteraktif bir şekilde soru-cevaplarla bu toplantıyı, bu faaliyeti sürdürüyor olacağız.”

TEPAV Maliye ve Para Politikası
Araştırmaları Merkezi Direktörü
Dr. M.Coşkun Cangöz
TEPAV Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. M.Coşkun Cangöz, panelde yaptığı konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Şimdi ben kendi perspektifimden baktığımda, öncelikle OVP'yi burada konuşuyor olmanız çok değerli. Çünkü OVP, hakikaten Türkiye'nin güzide bir sektörü sanayiciler tarafından bir pusula niteliğinde değerlendiriliyor ki, bugün biz burada bunu konuşuyoruz. Bir orta vadeli mali bir çerçeve vardır. Bir de bununla beraber olan orta vadeli borçlanma stratejisi vardır. 3 yıllık, 5 yıllık programlar, planlar. Bunların uzun vadede alt detayları da vardır. Şu anda biz orta vadeli programı konuşuyoruz ama belki önümüzdeki aylarda yayınlanacak olan Cumhurbaşkanlığı programına baktığımızda daha fazla detay göreceğiz.
Şimdi OVP’nin kredibilitesine baktığımızda, geçen seneki açıklanan hedeflerle bu yılki açıklanan hedeflerin arasında kayda değer farklılıklar olduğunu görüyoruz. Aslında bu yılki OVP, bize geçen seneye göre daha kötümser bir tablo çiziyor. Uluslararası konjonktür, jeopolitik hususlar, OVP’de çok dinlendirilmemiş olsa da satır aralarında gördüğümüz iç politik gelişmeler, işte büyüme hedefinin aşağıya doğru alınması, enflasyonun yukarıya doğru alınması, bütçe açığının öngörülerinden daha fazla olması vesaire, bu makro çerçeveyi daha da zorluyor.”

TSKB Direktörü ve
Baş Ekonomisti
Dr. Burcu Ünüvar
TSKB Direktörü ve Baş Ekonomisti Dr. Burcu Ünüvar, panelde şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şimdi OVP’nin ne olduğunu konuşuyoruz ama OVP’nin ne olmadığını da konuşmamız gerekiyor. OVP’nin tümüyle bunlara yanıt verilecek bir doküman değil ve Türkiye’nin kalkınma planları var, tümüyle tek çareyi burada aramamak gerekiyor. Ama şu noktanın ben OVP ile daha fazla ortaya çıktığını düşünüyorum ki, Türkiye sanayisinde dönüşüm ihtiyacı hem üretenin hem tüketenin hem vergi alanının artık yüksek sesle daha fazla söylediği ve üzerinde uzlaştığı bir şey. O zaman biz aslında OVP’den daha odaklı bir sanayi dokümanına ihtiyacımız var.
OVP’ye baktığımızda piyasa öncelikle şuna baktı: 2026 büyümesi %4’ün altındaydı. Altında olunca belki çok ciddi bir ısınma olması için baskı yeri bulunmayacak. Piyasa ilk olarak buna baktı ama alt kalemlerin içine girdiğiniz zaman aslında toplam ticarette eski programa göre daha düşük bir büyüme öngördüğünü görüyorsunuz. Bu önemli bir şey. Neden önemli bir şey? Çünkü kapımızda bir Çin baskısı var. OVP, ‘Ben bunu görüyorum’ diyor ve bunun içerisinde birtakım şeylerin zarar göreceğini de kabul ediyor.”

Akbank Baş Ekonomisti ve
Ekonomik Araştırmalar Bölümü
Başkanı Çağrı Sarıkaya
Akbank Baş Ekonomisti ve Ekonomik Araştırmalar Bölümü Başkanı Çağrı Sarıkaya, yaptığı konuşmada özetle şu hususlara değindi:
“Şimdi bir defa bir dezenflasyon programı, tam olarak bir program olarak adlandırabilirsek bir dezenflasyon stratejisi var. Ne var ki, %60-65’lerde olan enflasyonun iki senede önce 44,5’lere, bu sene belki %30’ların biraz üzerine indirebileceğiz. Bu şu demek: iki senedir Merkez Bankası'nın çizdiği tahmin bandı veya hedef bandının bir miktar üzerinde kalıyor enflasyon ve bu bir politika tercihi. Çünkü ben Bakan Bey’i uzun zamandır yani göreve geldiğinden beri çeşitli platformlarda takip ediyorum. Her zaman şu vurgu var dilinde, biz şok terapisi değil, yumuşak iniş tercih ediyoruz. Bu aslında politik tercihi ifade ediyor. Bu ne demek? Ekonomik büyümeden çok da fazla feragat etmeyen, en azından büyüme momentumunu yüzde belki 3,5 altında görmek istemeyen bir çerçeve var.
Yani uyguladığımız program tamamen tek bacaklı, tek saç ayağı olan, tamamen Türk lirasında reel değerlendirmeye dayalı bir dezenflasyon stratejisi diyorum. Bunun ne kadar sürdürülebilir olup olmadığı hem yatırımcılardan hem ekonomistlerden, analistlerden en fazla gelen soru. Ben açıkçası bunun artık sınırına geldiğimizi düşünüyorum. Çünkü 2023 yılında yeni ekonomi yönetimi göreve geldikten sonra yapılan en büyük değişiklik o finansal baskılama sürecinden, yerli yerine oturttuğumuz, faiz oranlarını biraz daha serbestçe belirlediğimiz bir çerçeveydi. Bu başlı başına zaten beklentilerde olumlu bir gelişmeye sebep oluyor. Ne var ki, enflasyondaki düşüş dediğim gibi hiçbir zaman bizim enflasyon raporlarında veya orta vadeli programda gördüğümüz, arzuladığımız hızda gerçekleşmiyor.”
Düzenlenen panel oturumunun ardından İSO eylül ayı olağan Meclis toplantısı, İSO Meclis Üyeleri’nin de ana gündem maddesine ilişkin görüş ve yorumlarını paylaşmalarıyla devam etti. İSO Meclis Üyeleri’nin ana gündeme ilişkin sorularını panelistlere yönelttiği soru-cevap bölümünün ardından toplantı sona erdi.