İSO, “Yargıtay Kararları Işığında İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Cezai ve Hukuki Sorumluluklar Paneli” Düzenledi

  • Diğer Haberler
isg-panel-06

İstanbul Sanayi Odası (İSO), İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) alanında yargı ile ilgili konuları gündeme getirmek amacıyla Yargıtay Kararları Işığında İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Cezai ve Hukuki Sorumluluklar Paneli düzenledi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın başkanlığında video konferans olarak yapılan panele İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzunkaya da katıldı.

Yapılan konuşmaların ardından Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkan Vekili Mesut Balcı’nın moderatörlüğünde bir panel düzenlendi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi Üyesi Sinan Sezer, İş Kazalarında Cezai Sorumluluk başlığında, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Üyesi Ahmet Yener İş Kazalarında Hukuki Sorumluluk başlığında, Ankara Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Akın, İş Kazalarında Müteselsil Sorumluluk başlığında ve İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı Furkan Yıldız İSG'de Üst Yönetimin Taahhüdü başlığında İSG süreçleri hakkında bilgiler verdi. Panele yargı ve iş dünyasından çok yoğun katılım oldu.


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

Toplantının açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bir işletmenin sadece kapı, duvar, pencere ve çatıdan oluşmadığını ve içerdeki makine dişlilerinin ve işlenen ham maddenin de tek başına işletme olmaya yetmeyeceğini söyledi. Bahçıvan, bir işletmenin en temel ve kıymetli direğinin çalışanları olduğunu ifade etti.

Bugün Türkiye’nin hatırı sayılır bir sanayi ülkesi olduğundan söz edilebiliyorsak ve Türkiye’nin uzun yıllara dayanan önemli tecrübe ve birikimleriyle yaklaşık 160 milyar dolar ihracata ulaşabildiyse bunda o işletme sahiplerinin üretim paydaşı olan çalışanlarının emeğinin ve yarattıkları değerin büyük olduğunu belirten Bahçıvan, dolayısıyla, çalışanlardan kaynaklanan üretim gücünün değerini sanayicilerin çok iyi bildiğini aktardı.

Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği konusunda İSO’daki birimle bu konuya bugüne kadar ciddi bir duyarlılık sergilediklerini ifade eden Bahçıvan, bundan sonra da sergilemeye devam edeceklerini ekledi. Bahçıvan, üretim başta olmak üzere, tüm iş süreçlerinin olmazsa olmaz bileşeni olan çalışanların sağlığını korumanın ve onlar için sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmanın hep öncelikli sorumlulukları olacağını kaydetti.

Bu sorumluluk anlayışından hareketle İSO olarak insana değer veren bir anlayışla; bu alanda farkındalık yaratacak projeler ve etkinliklerle Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği süreçlerinin iyileştirilmesine sürekli katkı sağlamaya çalıştıklarını anlatan Bahçıvan, iş sağlığı ve güvenliği alanında İSO Akademi yapılanması altında farklı konu ve alanlarda, çok sayıda eğitim düzenlediklerini hatırlattı.

Bu çerçevede, geçen yıldan bu yana çalışma dünyasının da en önemli sorunu olan pandemiye, daha ilk aylarından başlayarak süratli bir reaksiyon verdiklerini vurgulayan Bahçıvan, yoğun bir çalışma ile sanayi firmaları için işyerlerinde alınabilecek önlemleri içeren “Covid-19 Özelinde Salgın Hastalıklarla Mücadele Standardı”nı geliştirdiklerini anlattı. Bahçıvan, İSG konusunda ancak bu şekilde güçlü ve etkili reaksiyonlarla sağlıklı, verimli, güçlü, kaliteli çalışma ve üretim ortamlarının yaratılabileceğine inandıklarını kaydetti.

Ne yazık ki iş gücünün her geçen yıl sanayiden ve üretimden biraz daha uzaklaştığı gerçeğiyle karşı karşıya olduklarının altını çizen Bahçıvan, adeta üretimin değil tüketimin daha öncelikli bir değer haline getirildiği bir çağda yaşadıklarını söyledi. Bahçıvan, dünyada tanık oldukları bu trendin maalesef Türkiye’ye de sirayet ederek, son yıllara kadar etkili olduğunu belirtti. Türkiye adına gelecekte değiştirmeleri gereken en önemli değerin işte bu olması gerektiğini aktaran Bahçıvan şunları söyledi:

“Yeni kuşaklara tüketimin değil üretimin erdemini, tüketimden değil üretimden itibar kazanmayı öğretmeliyiz. Bunu yapmak zorunda olduğumuza inanıyorum. Zira, döngüyü yeniden bu şekilde kurabilirsek, gücünü üretimden alan sağlıklı bir ekonomi ve toplum yaratabiliriz. Biz İstanbul Sanayi odası olarak bu konuya çok büyük bir önem veriyoruz. Örneğin, gelecek kuşakları üretime yönlendirebilmek için özellikle Meslek Liseleri’ni eski saygın günlerine döndürmeye çalışıyoruz. Ailelerin çocuklarını göndermekten gurur duyacağı, gençlerin gelecekleri için Meslek Liseleri’ni de öncelikli seçeneklerden biri olarak görmelerini sağlama çabası içindeyiz. Gelişmiş sanayi ülkelerine baktığımızda, meslek liselerinin bu ülkelerin kalkınmasında büyük bir role sahip olduğunu görüyoruz. Bu gerçeği de dikkate alarak, Gelecek Meslek Liselerinde sloganıyla 2019 başından beri Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte yenilikçi ve kapsamlı bir şekilde hayata geçirdiğimiz İSO Mesleki Eğitim İşbirliği Projesi’ni yürütüyoruz.”

İş Sağlığı ve Güvenliği konusunun tüm taraflar için önemli sorumlulukları barındırdığına işaret eden Bahçıvan, bu konunun ne kamu, ne özel sektör ne de çalışanlara tek başına sorumluluk yüklenebilecek bir konu olmadığını dile getirdi. Bahçıvan, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasının ancak tüm tarafların sorumluluk alması ve elbirliği ile çalışması sonucunda mümkün olacağını ifade etti.


İş Sağlığı ve Güvenliği
Genel Müdürü
Cafer Uzunkaya

Toplantıda İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzunkaya da bir konuşma yaparak pandemi süresince 2.1 milyon insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Buna karşın her yıl 2 milyon 780 bin kişinin meslek hastalığı ya da iş kazası yüzünden hayatını kaybettiğini vurgulayan Uzunkaya dolayısıyla İSG açısından her zaman bir pandemi yaşandığını söyledi. İş kazalarının yüzde 97’sinin önüne geçilmesinin mümkün olduğunu belirten Uzun kaya, İSO’nun bu konuda yaptığı öncülük ile İSG kültürünün yaygınlaşması için yaptıkları ortak çalışmaların tüm Türkiye’ye örnek olacağını dile getirdi.

1980’lerden sonra iş güvenliği ile ilgili örgütsel güvenlik yönetimi, kazanın ana sebeplerinin araştırılması, insan hatalarının ele alınması gibi yeni bir güvenlik ikliminin hakim olduğunu belirten Uzunkaya, bu konunun sadece kamu görevlileri, yargı yetkilileri ve iş insanları ile değil 83 milyonun sorumluluğu ile çözülebileceğini anlattı. Türkiye’nin en önemli sorununun üretmek ve istihdam yaratmak olduğunu belirten Uzunkaya, bunu gerçekleştirirken insan onuruna uygun şekilde bir iş yaşamını sağlamak durumunda olduklarını kaydetti.

İş çevrelerinin konuyu bir maliyet değil bir hayatiyet meselesi olarak ele aldıklarını ifade eden Uzunkaya, işverenlerin ayakta kalabilmesinin İSG tedbirlerinin alması ile gerçekleşebileceğini belirtti. Türkiye’nin kalkınması için üreticilerin desteklenmesi gerektiğine işaret eden Uzunkaya, İSG kültürünün oluşturulabilmesi için 28 adet rehber hazırladıklarını ve kamu ile iş dünyasının hizmetine sunduklarını aktardı.

Yapılan panele yoğun bir ilginin olduğu gözlendi ve online ortamda yaklaşık 2 bin kişinin izlediği görüldü. Açılış konuşmalarının ardından izleyicilerden gelen sorular da zaman elverdiği ölçüde panelistler tarafından yanıtlandı.