İSO’nun, “Döngüsel Ekonomiye Doğru: Sıfır Atık ve Geri Dönüşüm Sektörü Toplantısı”na İlgi Yoğun Oldu

  • Etkinlikler
sifir-atik-yonetimi-01

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) düzenlediği “Döngüsel Ekonomiye Doğru: Sıfır Atık ve Geri Dönüşüm Sektörü Toplantısı” 1 Ekim 2019 tarihinde Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Sanayi ve iş dünyasından yoğun bir katılımın olduğu toplantının açılış konuşmasını toplantıya ev sahipliği de yapan İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre ve Enerji İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir yaptı. Toplantıya ana konuşmacı olarak katılan EREMA Plastic Recycling Systems firmasından Robert Wahlmueller da ilgiyle izlenen bir sunum gerçekleştirdi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Mustafa Tacir, sözlerine geçen hafta gerçekleşen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına damga vuran iklim değişikliğinden söz ederek başladı. iklimin toplumsal hayatımızın yanında iş hayatımız açısından da ne kadar önemli bir konuma geldiğini vurgulayan Tacir, bu bağlamda “Sıfır Atık” hareketinin, toplumda algı değişikliğinin, bilinç artışının siyasi iradenin kararlılığı oranında olduğunun bir göstergesi olduğunu dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu yılın başında Çevre Kanunumuzda yapılan değişiklik, atık yönetimindeki en büyük bariyer olarak görülen finansmana odaklanmaktadır. Ve maalesef finansman kaynağı olarak sanayi görülmektedir. Sanayiciler olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz. Ancak atık yönetiminde reform niteliğinde kalıcı çözümler bulamazsak sürekli farklı çözümler denemekten kurtulamayacağız. Sanayi tesislerinden kaynaklanan ‘üretim artıkları’ bizim için atık olmaktan ziyade ham madde kaynağıdır.”

Sanayiciler olarak atığa ham madde gözüyle baktıklarını söyleyen Tacir şunları söyledi:

İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre ve Enerji İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir
İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve
Çevre ve Enerji İhtisas Kurulları
Başkanı Mustafa Tacir

“Ambalaj atıkları geri kazanımında henüz almamız gereken yol olsa dahi yüzde 50’lere varan bir geri kazanım sağlıyorken, belediye atıklarının yaklaşık yüzde 10’u geri kazanılmakta, yüzde 90’nı depolanmaktadır. Dolayısıyla atık yönetimi konusunda yaşadığımız sorunların başında evsel atıkların konutlardan istenilen düzeyde ayrı toplanamaması gelmektedir. Çöp sahalarına gömdüğümüz ekonomik değerin maliyeti 1.5 milyar lira. Taşınması ve gömülmesi için kamu kaynaklarından harcadığımız 750 milyonu da göz önüne aldığımızda, çevresel ve ekonomik olduğu kadar milli bir mesele ile de karşı karşıyayız. Bugün atık yönetiminde başarı sağlamış ülkelerin uygulamaları incelendiğinde; başarının vatandaşlara da atıkları oranında sorumluluk vererek sağlandığı görülmektedir. Atığı azaltmaya yönelik motivasyonları hareket geçirmediğimiz, talep taraflı stratejiler geliştirmediğimiz müddetçe ne kadar geri kazanım tesisi kurulursa kurulsun artan nüfus ve tüketim eğilimi karşısında yetersiz kalacaktır.”

İSO Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tacir, son günlerde Avrupa Birliği’nde tek kullanımlık plastiklerin sınırlanmasına ilişkin alınan kararlara değindiği konuşmasını şu değerlendirme ile tamamladı:

“Son tüketiciler için plastik denilince akla ilk ambalaj gelse de plastik genel itibariyle havacılıktan, sağlığa, otomotiv sektöründen gıdaya kadar stratejik sektörlerin vazgeçilmezidir. Plastiklerin muadil maddeler ile kıyaslandığında hafifliği, dayanımı ve verimliliği yanında yaşam döngüsü kıyaslaması yapıldığında daha az nakliye ve daha az atık üretimi sebebiyle daha az karbon ayak izine sahip olma gibi üstünlükleri söz konusudur. Bugünkü toplantımızın ana odağında da yer aldığı üzere birden çok kez geri dönüştürebilir olması, hatta hammadde olarak kullanılabiliyor olması ise en önemli tercih sebeplerinden biridir. Dünya genelinde gıdanın yaklaşık 3’te birinin uygun olmayan saklama koşulları ve aşırı tüketim sonucunda kaybedildiği, gıdanın her geçen gün daha da önem kazandığı dünyamızda plastik ambalajların kullanılmasına devam edilecektir. Dünya’daki petrol üretiminin en iyi tahminle yüzde 6’sı plastik endüstrisinde kullanılmaktadır. Bu değerin yarısı proseslerde kullanılıyorken diğer yarısı plastik üretiminde ham madde olarak kullanılmaktadır. Her ne kadar Avrupa’da geri dönüşüm oranı artış gösterse de 2014 yılında çöp alanlarına giden 8 milyon ton plastik 100 milyon varil petrole eşdeğerdir.

Plastik sektörünün geri dönüşüm oranını arttırması; petrole olan bağlılığını azaltması anlamına gelmektedir. Geri dönüşüm plastik sektörünün en büyük tamamlayıcısıdır. İşte bu sebeple plastik sektörünün kendisi geri dönüşüm sektörünün güçlenmesi için liderlik yapmaktadır. Sektörün en önemli hedefi etkin bir geri dönüşüm sisteminin kurulmasıdır. Bugün plastik sektörü araştırma ve geliştirme potansiyeli en yüksek sektörlerden biri olarak geri dönüşüm konusunda AR-GE çalışmalarına ağırlık vermektedir.

Sürdürülebilir kalkınma dışında bir alternatifimiz yok. Çevresel sorunların mevcut ekonomik yaklaşım içinde de çözülmeyeceği aşikar. “Al-kullan-at” süreçlerini içeren doğrusal ekonomiden sürdürülebilirliği odağına alan döngüsel ekonomiye geçişin günden güne ivme kazandığı bir dönemdeyiz. Tasarım aşamasında sürdürülebilirliği göz önüne alan bir anlayış çevresel etkilerin yüzde 80 oranında azaltılması anlamına geldiğine göre daha tasarım aşamasında sürdürülebilirlik hedefimiz olmalıdır.

Avrupa Birliği Döngüsel Ekonomi Paketi, çöp sahalarına giren atık miktarının azaltılmasına yönelik sınırlamalar getirirken, geri dönüşüm oranının arttırılmasını ve daha yeşil satın alımlarına ilişkin yükümlülükler içermektedir. Bugün AB’nin gayri safi milli hasılasının yüzde 20’sine karşılık gelen bazı Avrupa Birliği ülkeleri kamu alımlarında yeşil boyutu şart koşmaktadır. Döngüsel ekonominin en önemli saç ayağı olan geri dönüşüm yatırımları dünyada günden güne artan bir öneme sahip. İtalya, Almanya, Birleşik Krallık, İspanya ve Fransa geri kazanımda önde gelen ülkeler.

Bu yarışta ülkemizin de yer almasını istiyorsak Geri Dönüşüm Sektörünün kamu teşvikleri ile desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü kimyasal geri dönüşüm başta olmak üzere ileri geri dönüşüm teknolojileri henüz ölçek ekonomisine uygun yatırım maliyetine sahip değil. Geri dönüşüm sektörünün en önemli hammaddesi kaliteli atıktır. Kaynağında ayrıştırılmış, kontamine olmamış atıklar içinse belediyeler tarafından etkin bir toplama sistemine ihtiyaç vardır. İşte bu sebeple Çevre Kanunundaki yeni düzenleme ile getirilen geri kazanım katkı payının mutlak süratle gerekli altyapının tesisine harcanması gerekmektedir.”

Açılış konuşmasının ardından toplantının kilit konuşmacısı olan EREMA Plastic Recycling Systems firmasından Robert Wahlmueller yaptığı sunumda, özellikle plastik atıkların geri dönüşümü ile ilgili son dönemde gelişen teknolojileri, söz konusu teknolojilerin atık malzemelerin hem fiziksel hem de kimyasal geri dönüşümüne yaptığı katkıları ve geri dönüştürülmüş malzemelere olan artan talep koşullarını katılımcılarla paylaştı.

EREMA Plastic Recycling Systems - Robert Wahlmueller
EREMA Plastic Recycling Systems
Robert Wahlmueller

Robert Wahlmueller’in sunumunun akabinde yapılan “Atık Yönetiminde Kritik Başarı Faktörleri” panelinde; Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün “Atık Yönetiminin Sıfır Atık Üzerindeki Etkisi”, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık ve Atık İşleme Daire Başkanlığı Sıfır Atık ve Ambalaj Atıklarının Yönetimi Şube Müdürlüğünden Çevre Mühendisi Demirhan Küçük “Sıfır Atık Mevzuatı ve Uygulamaları”, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsünden Prof. Dr. Ayşen Erdinçler “Sürdürülebilir Çevre, Döngüsel Ekonomi ve Sıfır Atık Yaklaşımı Kapsamında Organik Atıkların Değerlendirilmesi: Tarımsal Atıklardan Enerji Üretimi” ve ÇEVKO Vakfı Kamu ve Dış İlişkiler Müdürü Alphan Eröztürk “Döngüsel Ekonomi için Finansal Çözümler” konularında konuşmalar yaptı.

Toplantının “Döngüsel Ekonomi ve Geri Dönüşüm” konulu ikinci panelinde; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürü Dr. Halil İbrahim Çetin “Tasarımdan Üretime Üretimden Bertarafa Sanayi ve Döngüsel Ekonomi”, Plastik Sanayicileri Federasyonu Genel Sekreter Vekili Dr. Selçuk Mutlu “Plastik Sektöründe Geri Dönüşümün Ekonomik Etkileri”, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Çevre ve İklim Değişikliği Müdürü Canan Derinöz Gencel “Atıkların Ek Yakıt Olarak Kullanım Potansiyeli ve Çevresel Kazanımlar” ve İSTAÇ Teknik Genel Md. Yrd. Fatih Hoşoğlu “Petrol ve Petrol Türevli Atıkların Geri Kazanılması” başlıklarında görüşlerini katılımcılarla paylaştı.

Her iki panelin ardından yapılan soru-cevap bölümünde panelistler katılımcılardan gelen sorulara cevapladı.