İSO Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı’na AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci Konuk Oldu

  • Meclis Konuşması
subat_meclis_manset_01

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin şubat ayı olağan toplantısı, “Küresel Gelişmeler Işığında Türkiye Ekonomisini Değerlendirirken; Sanayicilerimizin Vizyoner Bir Bakışla Bugün ve Geleceğe Dair, Ekonomi, Üretim, Çalışma Hayatına Yönelik Düzenleme Talepleri ve Çözüm Önerileri” ana gündemi Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkan Yardımcısı Sadık Ayhan Saruhan’ın başkanlık ettiği, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İSO Yönetim Kurulu Üyeleri ve İSO Meclis Üyeleri’nin katıldığı meclis toplantısın basın mensupları da yakından takip etti.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Meclisi’nin şubat ayı olağan toplantısında ana gündem maddesine ilişkin yaptığı konuşmasında “Önümüzde fedakarlık göstermemiz gereken bir süreç var. Ancak fedakârlık sadece biz sanayicilerden, ihracatçılardan beklenirse bu hem haksızlık olur hem de üretim hayatında çok daha fazla sıkıntılara neden olur. Bu nedenle içinde bulunduğumuz süreçte tasarruf, herkesin görev ve sorumluluğu olmalı” dedi.

AK Parti olarak, faiz artışları ve likiditenin kontrollü şekilde finans piyasalarına dönmesini, yani şu anki politikaları desteklediklerini dile getiren AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, enflasyonla mücadele konusunda da değerlendirmeler yaptı. Zeybekci, “Enflasyonla gerçek mücadelenin talebi azaltmak olduğuna inanmıyorum. Mücadelenin, üretimi artırarak gerçekleşeceğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.


İSO Meclis Başkan Yardımcısı
Sadık Ayhan Saruhan

İSO şubat ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışı, İSO Meclis Başkan Yardımcısı Sadık Ayhan Saruhan tarafından gerçekleştirildi. Saruhan, gündem maddesine ilişkin konuşmasında şunları söyledi:

“Günümüz ekonomi dünyasında ihracatta rekabetin sağlanmasında devlet destekleri hayati bir konu olarak karşımızdadır. Özellikle Ticaret Bakanlığımız tarafından ihracatçılara verilen devlet desteklerinin dünyadaki sürdürülebilirlik hamlelerine uyumlu güncellemeleri içermesi oldukça faydalı adımlardır ve Ticaret Bakanlığımıza değerli katkıları için teşekkürlerimizi sunmak isterim. Ancak TURQUALITY kapsamında verilen teşviklerin performansa bağlı bir kerelik 5 yıllık süre uzatımının ihracata bağlı olarak sürekli hale getirilmesi faydalı olacaktır. Sizlerin de taktir edeceği gibi yurtdışında marka tutundurabilmek bazen 10 seneyi aşan bir gayreti gerektirmektedir.

23 Şubat 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ihracatçılarımızın Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyum sağlamaları için yeni destek paketinin ortaya konması memnuniyet vericidir. Bununla birlikte ülkemizin Avrupa Birliği’ne ihracatının önemli bir bölümünü gerçekleştiren bazı sektörlerin yakın bir gelecekte Avrupa Birliği Ülkelerine ihracatta sıfır karbon hedefi ile karşı karşıya kalacağı göz önünde tutulmalı ve yeşil dönüşüm ile ilgili devlet desteklerinin kapsamını arttırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.”


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

İSO Meclis Başkan Yardımcısı Sadık Ayhan Saruhan, daha sonra gündeme ilişkin konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı kürsüye davet etti. Ekonomik açıdan zorluklarla geçeceği belli olan 2024 yılının başlarındayız diyen Bahçıvan, rasyonellikle bağların yeniden kurulmaya çalışıldığı bir süreçte; toplumun diğer kesimleri gibi sanayicilerin de gidişatı anlamaya, geleceği kestirmeye çalıştığına dikkat çekti. Önlerinde sabır ve fedakârlık gerektiren bir süreç olduğunu kaydeden Bahçıvan, “Ancak bu sabır ve fedakarlığı herkes gösterirse ekonomiyi yeniden düzlüğe çıkarmayı başarabiliriz. Fedakârlık sadece reel ekonomiyi temsil edenlerden, biz sanayicilerden, ihracatçılardan beklenirse bu hem haksızlık olur hem de üretim hayatında çok daha fazla sıkıntılara neden olur. Bu nedenle içinde bulunduğumuz süreçte tasarruf, herkesin görev ve sorumluluğu olmalı. Kamunun da en az diğer kesimler kadar fedakarlıkta bulunması beklenirken; üretim dünyasından yükselen seslere daha fazla kulak verilmesi gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum” dedi.

Son dönemlerde yaşanan ekonomik gelişmeler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bahçıvan, sözlerine özetle şöyle devam etti:

“Sermaye akımlarında son aylarda belirli bir toparlanma eğilimi görülüyor olsa da henüz arzu edilen seviyelere gelinmedi. Yerel seçimlerle birlikte siyasi belirsizliğin azalması, CDS primlerinin daha da düşmesi, enflasyonun ana eğiliminde gerileme ve rasyonel ekonomik politikalarında kararlı duruş çok kritik olacak. Bu bakımdan, rezerv gelişmelerinin en önemli barometrelerden biri olacağını da belirtmemiz gerekiyor.

Bu noktada, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede kararlılık mesajını güçlendirmiş olması önemli. Zira sürecin tüm zorluklarına rağmen fiyat istikrarının ve öngörülebilirliğin ne kadar değerli olduğunu da fazlasıyla tecrübe etmiş durumdayız. Ekonomide sert bir durgunluk ve ani işsizlik artışına yol açmaksızın iç talebin dengelenmesini ve beklentilerin iyileşmesini sağlamak elbette zorlu bir süreç.”

Ekonomi yönetiminin son dönemlerde dezenflasyon sürecinin temel unsurlarından biri olarak Türk Lirası’nda ‘reel değerlenme’ vurgusunu öne çıkardığını kaydeden Bahçıvan, şunları söyledi:

“Yaşadığımız enflasyonist sürecin başlıca kaynağı olan döviz kurlarında istikrar sağlanırken bunun dış dengeleri ve rekabet gücünü gözetecek makul bir patikada olması gerektiğine inanıyoruz. Bu vesileyle finansman meselesine de kısaca değinmek istiyorum. Hiç kuşkusuz, üretim hayatının sağlıklı işleyişi için uygun finansman koşullarının yaratılması çok önemli. Merkez Bankamız bu ay itibarıyla faiz artışlarını durdurmuş olsa da yaşadığımız geçiş sürecinde finansman koşullarının bir süre daha sıkı kalacağının ve bunun reel sektör açısından oluşturacağı zorlukların farkındayız. Öte yandan finansman koşullarında sağlıklı bir rahatlama sağlanabilmesi için asli koşul, dezenflasyonun kalıcı bir şekilde sağlanması ve bu yolla faizler üzerindeki baskının ortadan kalkmasıdır. İçinden geçtiğimiz bu geçiş sürecinde ekonomi yönetimimizden başlıca beklentimiz budur.”

Konuşmasında nüfus ile ilgili açıklanan son TÜİK verilerine de değinen Bahçıvan özellikle İstanbul’da yaşanan tersine göç rakamlarına dikkat çekerek bunun gelecek yıllarda ciddi bir nitelikli istihdam sıkıntısının göstergeleri olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekerek şöyle dedi:

“Açıklanan veriler çalışma hayatı açısından alarm verici nitelikte. Bu verilere göre, 2000 yılında genç nüfusumuzun toplam nüfusa oranı yüzde 20 iken bu oran 2022 yılı itibarıyla yüzde 15’e düşmüş durumda. Bunun yanı sıra, İstanbul’un son 5 yılda 2 milyonun üzerinde göç verdiğini görüyoruz. İŞKUR İşgücü Piyasası Araştırması İstanbul İli 2022 Sonuç Raporu’na göre ise İstanbul’da açık iş oranında yüzde 39 ile imalat sektörü başta geliyor. Bu veriler ışığında İstanbul sanayisinin önümüzdeki dönemde nitelikli işgücüne erişimde daha da zorlanacağını öngörmemiz mümkün.”

Başta çalışma süreleri olmak üzere çalışma hayatıyla ilgili son günlerde farklı kaynaklardan yansıyan haberlerle ilgili konuşan İSO Başkanı Bahçıvan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“EYT örneğinde olduğu gibi tüm paydaşları memnun etmeyen, kısa vadede iyi gibi görünen ama olumsuz sonuçları yıllar içinde çok daha net görülecek bir yaklaşım ve usulden uzak durulmalıdır. Tüm paydaşlarla istişare edilmeden, her kesimin ortak yararını gözetmeyen, tepeden inme bir şekilde çalışma hayatıyla ilgili alınacak yeni kararlar olursa çalışma uyumu ve barışı bundan olumsuz etkilenecektir. Erken emekliliği beklenti haline getiren bir toplumla gelişmiş ülke olmamız mümkün değil. Gelişmiş ülkelerin kalkınma hikayelerine baktığımızda bunu çok net görürüz.”

Teknoloji ve yüksek katma değerli üretimde bilgi ve becerilerini üretime yansıtabilen nitelikli insanın en temel faktör olduğunu belirten Erdal Bahçıvan, konuşmasına şu sözleriyle devam etti:

“Günümüz dünyasında bu hedeflere ulaşmak ancak ve ancak nitelikli insana yatırım yapmakla mümkün. Bu doğrultuda, üniversite ve meslek lisesi eğitiminin nitelikli işgücü ihtiyacına cevap verebilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’nin orta vadeli, tutarlı ve sürdürülebilir bir istihdam politikasına ihtiyacı var. İkiz dönüşüm olarak adlandırılan süreçte sanayinin dijital ve yeşil dönüşümü için önümüzdeki dönemde teşvik-destek mekanizmalarının, insan kaynakları ve eğitim politikalarını da içerecek şekilde kurgulanması önemlidir. Bu ihtiyaç; insan kaynağımızın etkin ve verimli bir şekilde değerlendirilmesi için YÖK’ün de dahil olacağı bir eğitim planlamasıyla geleceğimiz adına eğitimin her kademesinde mutlaka giderilmelidir. Bu kapsamda ilk olarak, ülkemizde giderek daha ciddi bir sorun haline gelen beyin göçünü mutlaka tersine çevirmek zorundayız. Eğitim sistemimiz müfredat güncellemelerinden eğitmen yetiştirme politikasına kadar kapsamlı bir reformdan geçirilerek, gençlerimizin eğitimden beklentileri yükseltilmeli.”


AK Parti Ekonomi İşlerinden
Sorumlu
Genel BaşkanYardımcısı
Nihat Zeybekci

AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, İSO şubat ayı olağan Meclis Toplantısı’ında yaptığı konuşmasında AK Parti Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak ekonomiyle ilgili tüm Bakanlıklar, STK’lar ile istişare içerisinde olduklarını ve bu istişarelerde yatay iletişimi benimsediklerini söyledi. Yaşanan sorunların ortak olduğunun altını çizen Zeybekci, sorunların kaynağının sağlıklı tespit edilebilmesi ve çözüm önerileri konusunda mutabık kalınmasının ve ortaya koyulan çözümlerin takibinin önemine dikkat çekti.

Türkiye’nin global ekonomiye entegre bir ülke olduğunu ve trilyon dolarlık iş hacmine sahip dünya ekonomisinde yaşananlardan hızlı etkilenen bir yapısı olduğunu söyledi. Zeybekci, “Gözünüzü kapatıp dünya haritasında ortadan bir nokta seçtiğinizde Türkiye o noktada yer alıyor. Tüm coğrafyanın ortasındayız ve en ateşli gelişmelerin yaşandığı bir bölgedeyiz. Yaşananlardan etkilenmek son derece normal.”

Son 30-40 yıldır dünyada çok büyük bir para bolluğu dönemi yaşandığına dikkat çeken Zeybekci şunları söyledi:

“Para birimi olarak genişleme kavramını son 30 yılda duyduk. Şu anda dünyada yaşan durum rezervlerdeki genişlemenin sonucudur. Basılan para dünyada birikiyor, dünyanın çeşitli bölgelerinde, örneğin Çin gibi, birikebiliyor. Dünyada 25 trilyon dolarlık yatırım yapılamayan para bolluğu vardı ve bu şişen balon 2007-2008 yıllarında yaşanan mortgage kriziyle patladı ve çöpe gitti. Bu durum tekrar yaşanabilir, dünya bu şekilde gidiyor. Likidite bolluğu olunca global enflasyon oluyor ve bunun sonucunda satın alma gücü oluyor ama arz ve talep dengesi bozuluyor. Yaşanan para bolluğu bir yerden para kazanmanın yollarını arıyor ve mesela bir dönem emtia fiyatlarında dalgalanmalar yaşandığını gördük. Paranın tekrardan sistem içerisine alınabilmesi için ABD ve AB Merkez Bankaları başta olmak üzere genel olarak dünyada kontrollü faiz artırımları başladı. Yoğun bir şekilde talebe giden paranın finans sisteminin içerisine çekilmesiyle birlikte dünyada talep enflasyonuna karşı bir adım atılmış oldu. Şimdi önümüzdeki süreçte enflasyonla mücadelede faiz artışlarıyla yapılan girişimler sonucunda bir durgunluk yaşanacak. 2024’ün ikinci yarısı itibariyle faiz indirimleriyle ilgili tekrar bir süreç yaşanması öngörülüyor.”

Yaşanan süreç konusunda Türkiye’de atılan adımlara dikkat çeken Zeybekci özetle şunları söyledi:

“Bizim bir hedefimiz vardı; Üretim, yatırım, ihracat, istihdam ve büyüme. Bunu dünyada belirli ülkeler başardı. Japonya, Kore gibi ülkeler bunu başarıyla gerçekleştirdi. Ama bu bir süreç meselesi. Bu sürecin başarıya ulaşması da ancak reel sektör ve devlet iş birliğiyle mümkün. Ekonomi politikamız kapsamında iş birliğini önemsiyoruz.”

Yapılan konuşmaların ardından şubat ayı Meclis Toplantısı, İSO Meclis Üyeleri’nin kürsüye gelerek gündem maddesine ilişkin görüşlerini paylaşması ve değerlendirmelerini aktarmasıyla devam etti. AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci’nin İSO Meclis Üyeleri’nden gelen soruları da yanıtlamasının ardından toplantı sona erdi.