Diğer Haberler
İSO Tarafından Hazırlanan “Hayvancılık Sektörüne Bakış; Hayvancılıkta Yaşanan Sorunlar ve Çözüme Dair Yeni Yaklaşımlar” Raporu Açıklandı
- 17.06.2025
- Diğer Haberler

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 5. Grup Hayvansal Gıda Ürünleri Sanayii ve 9. Grup Endüstriyel Yemek Sanayii Meslek Komiteleri tarafından hazırlanan, ulusal güvenliğin, sosyoekonomik istikrarın ve bölgesel kalkınmanın temel stratejik alanlarından olan hayvancılık sektörüne yönelik sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyan, “Hayvancılık Sektörüne Bakış; Hayvancılıkta Yaşanan Sorunlar ve Çözüme Dair Yeni Yaklaşımlar” Raporu’nun lansman toplantısı Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde, düzenlenen lansman toplantısına T.C. İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut katıldı. Türkiye için kritik öneme sahip olan hayvancılık konusunda alınacak stratejik kararlara katkı sunmak amacıyla yaklaşık 30 ilde saha analizleri, yetiştirici ve besici görüşmeleri, sektör temsilcileri ile istişareler ve dünya hayvancılık sektörü dinamiklerinin taranması sonucu oluşturulan raporun lansmanına İSO Meclis Üyeleri, İstanbul İl Tarım Müdürlüğü Yöneticileri, ilgili sektöre mensup iş dünyası temsilcileri ile basın mensupları da yer aldı.
İsmail Kemaloğlu Bekir Yıldız Prof. Dr. Armağan Hayırlı Prof. Dr. Hakan Sağırkaya tarafından hazırlanan ve İSO 5. Grup Hayvansal Gıda Ürünleri ile İSO 9. Grup Endüstriyel Yemek Sanayi Meslek Komitelerinin Üyelerinin de katkıda bulunduğu sektör raporunun lansman toplantısında Bloomberg HT Tarım ve Gıda Editörü İrfan Donat’ın moderatörlüğünü yaptığı bir panel de düzenlendi. Panelde İSO Meclis Üyeleri Hakan Akkoyun, Sedat Zincirkıran ve İK Tarım Üssü Uluslararası Danışmanlık Şirketi Kurucusu İsmail Kemaloğlu’nun konuşmacı olarak yer aldı.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan
Toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin küresel eğilimi doğru okuyarak tarım ile hayvancılığı savunma sanayii gibi kritik bir öncelik olarak görmesinin elzem olduğunu söyledi. Bahçıvan, şöyle konuştu:
“Artık kaynaklarını koruyamayan, dışa bağımlı yapıdan çıkamayan ülkelerin geleceğinin tehdit altında olacağı kabul etmemiz gereken bir gerçek. Sürdürülebilir gelecek ve devletlerin stratejik bağımsızlığı açısından tarım ve hayvancılığın çok boyutlu bir politika alanı olarak tanımlanması kaçınılmaz. Tarım, hayvancılık ve sanayi arasında daha fazla entegrasyon sağlamak, milletimizin refahını artırmak açısından önemli. Bu ihtiyaçtan hareketle hazırladığımız rapor; sadece bir durum tespiti değil aynı zamanda ortak akıl, karşılıklı güven ve somut aksiyon planlarıyla yeni bir başlangıç. Tarım ve hayvancılık politikalarımızda daha rasyonel, daha çevreci ve daha sürdürülebilir bir yapıya geçmemiz yalnızca ekonomik bir zorunluluk değil; aynı zamanda gelecek nesiller için gıda güvenliğini teminat altına almanın da en güçlü yolu.”
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, rapora göre artık çok açık bir gerçekle karşı karşıya olduğumuza dikkat çekerek “Hayvancılığın geleceği, küçük ölçekli ama örgütlü, yerel ama verimli, geleneksel ama teknolojik altyapıya entegre bir modelle mümkün olabilir. Sürdürülebilir, veri odaklı, iklim dostu ve ölçek ekonomisine dayalı bir üretim yapısı kurmak zorundayız. Sürdürülebilir bir hayvancılık politikası için de öncelikle; Türkiye'nin, artık tarımla ilgili, hayvan varlığından ekilen araziye ve çıkan ürüne kadar tüm noktalarında çok daha güven veren bir veri setine ihtiyacı vardır. Veri setinin eksikliği; ne yazık ki sorunlara teşhis koymayı ve sağlıklı çözüm bulmayı ve dahası gelecek planı oluşturmayı da zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Coğrafi konumu, biyolojik çeşitliliği ve üretim kültürüyle tarım-gıda alanında büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’nin, bu potansiyelin hayvancılık ayağında önemli yapısal kırılganlıklarla karşı karşıya olduğunu da söyleyen Bahçıvan, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Son 13 yılda canlı hayvan ve et ithalatı için 10,6 milyar dolar döviz harcanmışken, aynı dönemde sektörümüze verilen desteklerin karşılığı sadece 8,88 milyar dolar oldu. Bu tablo, üretim yerine ithalata dayalı bir modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Diğer taraftan kaba yem açığımız yüzde 25 düzeyinde. Meralarımız, mülkiyet sorunları ve düşük verimlilik nedeniyle etkin şekilde kullanılamamakta. Hayvanlar ile meralar arasındaki irtibat kopmuş bulunuyor. Bu nedenle meralardaki mülkiyet sorunları çözülerek etkin bir şekilde kullanılmalarının önü mutlaka açılmalıdır. Bu topraklar, kendi yemini üretip kendi hayvan varlığını besleyebilecek kapasiteye sahip. Ne yazık ki özellikle Doğu Anadolu gibi yüksek çayır-meraya sahip bölgelerde hayvan varlığı azalmakta, aile işletmeleri kapanmakta, kırsal yapılar çözülmektedir.”
Bahçıvan, hayvansal gıda üretim ve tüketiminde de stratejik bir yön değişikliğine gidilmesinin gerekli olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye'de kırmızı et tüketimi içerisinde büyükbaş hayvan etinin payı %39 seviyelerindeyken, bu oran, gelişmiş ülkelerde %25'lik seviyelerde kalıyor. Bu durum sürdürülebilirlik açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Bu noktada küçükbaş hayvancılığın payının artırılması; hem coğrafi ve iklimsel avantajlarımızın daha etkin kullanılmasını sağlar, hem de daha düşük maliyetli, çevre dostu ve sürdürülebilir bir üretim modeline geçişi mümkün kılar. Küçükbaş et tüketimini artırmak artık bir tercih değil, zorunluluktur. Öte yandan, kanatlı et grubunda hindi tüketimi ülkemizde hala potansiyelin çok altında. Hindinin hem besleyici değerleri hem de üretim verimliliği düşünüldüğünde, bu alanda farkındalık çalışmaları yapılması, kamu destekleriyle tüketim kompozisyonundaki payının artırılması gerektiğine inanıyoruz.”

Bloomberg HT Tarım ve
Gıda Editörü İrfan Donat
Yapılan açılış konuşmalarının ardından Hayvancılık Sektörüne Bakış; Hayvancılıkta Yaşanan Sorunlar ve Çözüme Dair Yeni Yaklaşımlar Raporu’nun lansman toplantısı düzenlenen panel ile devam etti. Panelin açılışında kısa bir giriş konuşması yapan Bloomberg HT Tarım ve Gıda Editörü İrfan Donat şunları söyledi:
“Bu rapor yalnızca hayvancılık sektörüne yönelik bir değerlendirme değil; aynı zamanda tarım sektörünün genelini ilgilendiren ve odak noktası oluşturan nitelikli bir başvuru belgesi. Raporu detaylı biçimde okudum; emeği geçen herkese teşekkür ederim. Gerçekten bu rapora yalnızca hayvancılık perspektifinden değil, tarımın tüm alanlarını kapsayan stratejik bir metin olarak yaklaşmak gerekir. İçeriğinde çok değerli ipuçları, tespitler ve umut vadeden öneriler var. Çünkü hayvancılıkta sürdürülebilirliği sağlayabilmek için, tarımın tüm bileşenleriyle uyumlu bir üretim stratejisine ihtiyacımız var. Bu stratejiler uyumlu olmadığında, bugün konuştuğumuz yapısal ve kronik sorunlar kaçınılmaz hale geliyor.”

İSO Meclis Üyesi
Hakan Akkoyun
İSO Meclis Üyesi Hakan Akkoyun, panelde yaptığı konuşmada özetle şu şekilde konuştu:
“Veri konusu son derece kritik. Bu başlığın daha da açılması gerekiyor. Savunma sanayii ile iş birliği içinde, canlı hayvan takibi konusunda bir sistem geliştirme çabasına katılacağız. Canlı hayvanlarımızı takip edebildiğimiz sürece, neye sahip olduğumuzu ve ne tükettiğimizi daha iyi anlayabileceğiz. Bu sayede, zaman içinde hangi kaynaklara ihtiyacımız olduğunu da net biçimde görebileceğiz. Bu raporun en güçlü ve özgün yönü, saha verilerine dayalı olmasıdır. Konya’daki tespitler, İsmail Meleği ve ekibi tarafından doğrudan sahada toplanan bilgilerle hazırlandı. Yani bu, masa başı akademik bir çalışma değil; sahaya dayalı, bizzat yerinde gözlemlerle şekillenmiş yoğun bir emek ürünüdür.”

İSO Meclis Üyesi
Sedat Zincirkıran
İSO Meclis Üyesi Sedat Zincirkıran da panelde yaptığı konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Bu raporu neden hazırladık? Çünkü protein kaynakları, özellikle yemlerdeki hammadde fiyatlarımızın yüzde 32’sini oluşturuyor. Bu oran çok yüksek. Kaybeder miyiz? Evet, kaybediyoruz. Tavuk bile artık yok denecek kadar az. Yani savunmasız kalıyoruz, kırılgan bir yapıya bürünüyoruz. Bu ciddi bir mesele ve gerçekten can yakıcı. Sağlıklı bir üretim sistemi kuramazsanız, üzerine düşen sorumlulukları yerine getiremezsiniz. Problemli bir sistemle hiçbir şeyi verimli biçimde besleyemezsiniz. Dolayısıyla çok çaba harcıyoruz; fakat başlangıçta ciddi zorluklar yaşıyoruz. Geçmişe baktığınızda karar verme süreçleri daha öngörülebilirdi.”

İK Tarım Üssü Uluslararası
Danışmanlık Şirketi Kurucusu
İsmail Kemaloğlu
İK Tarım Üssü Uluslararası Danışmanlık Şirketi Kurucusu İsmail Kemaloğlu da paneldeki açıklamalarında özetle şu huşulara değindi:
“Birçok değerli rapor hazırlanıyor, sayısız kıymetli çalışma var. Ancak Sayın Erdal Başkan ve ekibi, bizlere bu alanda somut bir görev verdiğinde, biz de meseleyi şöyle ele aldık: ‘Dünyada bu işi başarılı şekilde yapan ülkeler bunu nasıl başarıyor?’ Bu ülkeleri detaylı biçimde analiz etmemiz gerektiğine inandık. ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Avustralya, Venezuela, Kanada gibi hayvancılıkta ileri olan ülkelerde sistem nasıl işliyor? Bu ülkeler gerçekten başarılı mı? Ve biz onları neye göre başarılı addediyoruz? Onlarda olup da bizde olmayan neler var? Tüm bu sorulara yanıt ararken aklımızda şu da vardı: “Biz boşuna mı çabalıyoruz?” Örneğin; arazi varlığı, kaba yem ihtiyacı gibi alanlarda bu ülkeler çok güçlü. Peki biz bu alanları tamamlayabilir miyiz? Bu da kritik bir bakış açısıydı.”
Düzenlenen panel oturumunun ardından etkinlik katılımcılardan gelen soruların yanıtlandığı soru-cevap bölümüyle devam etti. Panelistlerin, katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından lansman toplantısı sona erdi.