“Yeşil Yarış”ta Geride Kalmamalıyız

  • Arşiv

Başta ABD, Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere gelişmiş sanayi toplumlarının düşük karbon ekonomisinden, enerji verimliliğine; döngüsel ekonomiden sanayinin teknoloji ile adaptasyonuna kadar geniş bir yelpazede gerçekleşecek değişime yönelik adımlarını hızlandırmalarının nedeni yeşil yarıştır.

Nitekim Avrupa Birliği’nde üzerinde hassasiyetle durulan “Yeşil Mutabakat” sürecinin önemli bir adımı olan ve dergimizde ayrıntılı bir şekilde ele aldığımız yüzde 55 hedefine uygunluk (“Fit for 55”) paketi açıklamasını bu açıdan değerlendirmek; ülkemiz adına da alınması gereken kararları hızlandıracaktır. Çünkü AB bu kapsamda sınırda karbon mekanizması, emisyon ticaret sistemi, enerji vergisi yönergesi revizyonu ile yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yönergelerinde, ülkemizi ve sanayimizi de önümüzdeki yıllarda yakından ilgilendiren değişiklikler yaptı.

“Yeşil yarış” olarak adlandırılan tüm bu gelişmeler; ürün, ham madde ve teknoloji seçimi başta olmak üzere üretimin her alanında sürdürülebilirlik kriterlerinin ön plana çıktığı yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Bu gelişmelere paralel olarak iki hafta önce Resmî Gazete’de yayımlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve bu bağlamda oluşturulan “Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu” ülkemiz sanayisi adına sevindiricidir.

Geçen ay “AR-GE, Patent, Sürdürülebilirlik, Yeşil Mutabakat ve Yüksek Teknoloji Konularında TÜBİTAK Politikaları ve Sanayimiz” gündemi ile yaptığımız aylık meclis toplantımızda konuğumuz olan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Sayın Hasan Mandal ile bu konuları da konuşmak, değerlendirmek imkanımız oldu.

Ayrıntılarını ilerleyen sayfalarımızda okuyacağınız gibi ülkemizin sanayi başta olmak üzere her alanda yüksek teknoloji ile buluşması için birçok AR-GE ve teşvik programı olan TÜBİTAK’ın bu bağlamda sanayimiz üzerindeki olumlu etkisini göz ardı edemeyiz.

Bugün İSO 500 ve İSO İkinci 500 şirketlerindeki orta yüksek ve yüksek teknoloji ile yaratılan katma değer toplamında istikrarlı bir artışın olmasında TÜBİTAK’ın uyguladığı bu programların da etkisi olduğunu özellikle vurgulamak isterim.

Nitekim mayıs ayında açıkladığımız İSO 500’ün ardından geçen ay açıkladığımız ve özetini ilerleyen sayfalarımızda okuyabileceğiniz İSO İkinci 500 verilerinde bu artışı açıkça görebilirsiniz.

Bu gerçekten hareketle, ülkemizin bilim ve teknoloji alanında tüketen değil, teknolojiyi üreten ülke olması yolunda TÜBİTAK’ın sürdürdüğü başarılı faaliyet ve projelerin devam ettirilmesinin büyük önemi olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. Bu destek ve projelerin sanayimizle daha fazla buluşması noktasında da İSO olarak TÜBİTAK ile her türlü yakın çalışmayı sürdüreceğimizi söyleyerek, sağlıklı ve huzurlu bir ay geçirmenizi temenni ediyorum.

Erdal Bahçıvan
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı