İSO Kasım Ayı Meclisi’nde “Türkiye’nin Otomobili ve Sanayimiz” Konuşuldu

  • Meclis Konuşması
kasım-meclis-02

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) kasım ayı Meclis toplantısı, 25 Kasım 2020 tarihinde video konferans yöntemiyle yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan İSO Meclisi’nin ana gündem maddesi “Türkiye'nin Otomobili Girişimi’nin Teknoloji, Ar-Ge ve Tasarım Açısından Sanayimiz ve Ekonomimiz İçin Önemi” oldu. İSO Meclisi’nin konuğu Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) CEO’su Gürcan Karakaş’tı. Karakaş, TOGG ile ilgili ayrıntılı bir sunum yaparak, sanayicilerden gelen çok sayıda soruyu yanıtladı.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, kasım ayı Meclis toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin yerli otomobil projesi TOGG’un stratejik önemde olduğunu vurgulayarak “TOGG, yerli otomobil üretmekten daha fazlasıdır. Türkiye’nin teknolojik birikimine katkı yapacaktır. İSO olarak yerli teknoloji üretimini destekleme noktasında TOGG için üzerimize düşen göreve hazırız” dedi.

TOGG CEO’su Karakaş ise İSO Meclisi’ndeki konuşmasında ”Sıfırdan kurulan bir şirket olarak yüzde 51 oranında yerlilik ile üretime başlamayı, üç yıl sonra da yüzde 68 yerlilik oranını yakalayarak Türkiye’nin en yerli otomobili olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.


İSO Meclis Başkanı
Zeynep Bodur Okyay

Kasım ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay özetle şunları söyledi:

“TOGG girişimi, teknoloji transferi içeren, katma değer yaratan, yan sanayiyi de değiştirip dönüştüren ve ortak iş yapma kültürünü güçlendiren bir proje olarak lanse edildiği için otomotiv sanayimiz için bir dönüşümün simgesi olarak konumlandırıldı. Temennimiz çıktığı bu yolda başarılı olur. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçen hafta Türkiye’nin yeni reform dönemine girme ihtiyacını tarif ederken, ‘Vites artırmak yetmez, arabayı değiştirmeliyiz’ dedi.

Uzun süredir reform gündeminden koptuğumuzu, dış politikada pozitif gündemden uzaklaştığımızı, nitelikli üretim ekonomisine geçişi bir türlü planlayamadığımızı ve neticede patinaj yaptığımızı konuşuyor, tartışıyoruz. Bu saptamaları siyasetten bağımsız olarak, ülke gerçeğinin altını çizmek için yapıyorum. Elbette bu patinajda kendi iç meselelerimiz kadar küresel konjonktürden salgına kadar pek çok sebebi de var. Ama Asya-Pasifik STA’sı gibi kümeleşmelerin hızlandığı, küresel tedarik zincirlerinin kısalmaya başladığı bu geçiş döneminde böyle bir iç görünün gereklerini yerine getirmeye gerçekten çok ihtiyacımız var. İnanın Türkiye’nin potansiyeli doğru adımları atabilirsek az önce söylediğim iklimi oluşturabilirsek çekim merkezi haline gelmek için değişim ve dönüşümü gerçekleştirmemiz halinde çok yüksek.”

Meclis Başkanı Okyay açış konuşmasının ardından, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’a Meclis konuşmasını yapmak üzere söz verdi.

 
İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

İSO Başkanı Bahçıvan konuşmasına, dünyanın hız kesmeden teknoloji alanında baş döndürücü gelişmeler sergilemeye devam ettiğini söyleyerek başladı. Bahçıvan, hemen hemen her sektörde yaşanan köklü dönüşümün belki de en şiddetlisinin otomobil endüstrisinde yaşandığını dile getirdi.

Yaşanan değişikliğin büyüklüğüne işaret eden Bahçıvan, otomotiv endüstrinin gelecek 5-10 yıl içinde yapacağı yeniliklerin, geçtiğimiz 50 yılda ortaya koyduğu ilerlemelerden çok daha büyük boyutta olacağını tahmin ettiklerini aktardı.

Bu büyük dönüşümde; otonom sürüş ve elektrikli araçların başı çektiğini ve her geçen gün gelişen yeni iletişim teknolojileriyle birlikte, otomobillerin adeta çevresiyle iletişime geçen akıllı bilgisayarlara dönüştüğüne değinen Bahçıvan, internetin otomobilde değil, otomobilin kendisinin internette olduğu bir dünyadan bahsettiklerini dile getirdi. Şehirlerin, evlerin ve fabrikaların akıllandıkça otomobillerin bir yaşam alanına dönüştüğünü belirten Bahçıvan, kelimenin tam anlamıyla her şeyin iç içe girdiği, her şeyin bağlantılı olduğu bir döneme adım adım yaklaştıklarını anlattı.

Çevreye önem veren anlayışın otomotiv dünyasında da öncelikli bir konu haline geldiğine işaret eden Bahçıvan, fosil yakıtlı arabaların çevreye olumsuz etkilerinin, fosil yakıtların belli süre sonra azalacak olmasının ve petrol fiyatlarının çok fazla dalgalanmasının elektrikli arabalar ile ilgili gelişmeleri hızlandırdığını ifade eden Bahçıvan, ayrıca elektrikli araba fiyatlarının düşmesinin ve yeterli şarj altyapısının oluşturulmasının bu araçların sayılarını artıran başka bir neden olduğundan bahsetti. 

Bahçıvan, yakın gelecekte benzinli ve dizel araç kullanımını yasaklayacağını açıklayan İngiltere, Almanya, Norveç ve Fransa gibi ülkeleri dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin’in de takip etmesiyle, elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasının hız kazanacağını vurguladı.

Sürdürülebilir Yeşil Ekonomi’ye uyum konusunda otomotiv sektörünün çok köklü adımlar attığını aktaran Bahçıvan, rekabet üstünlüğü yarışında olan otomotiv firmalarının ve otomotiv üretiminde yukarı tırmanmayı hedefleyen ülkelerin; öncelikle atması gereken adımın endüstrideki trendleri yakalayabilen tasarım ve AR-GE alanındaki faaliyetlerini daha da güçlendirmek olması gerektiğine işaret etti.

Bahçıvan, bu bilinçle, küresel otomotiv sektöründe rollerin yeniden tanımlandığı böylesi bir dönemde, yerli otomobil markasını hayata geçirmek için ülke olarak düğmeye bastıklarını hatırlattı. Bahçıvan, “Üst çatı kuruluşumuz TOBB’unda maddi ve manevi olarak sahiplendiği Yerli Otomobil Projesi TOGG’u, biz sanayiciler de stratejik öneme sahip projelerden biri olarak değerlendiriyoruz. Türkiye’nin otomobilinin, küresel otomotiv sektörünün beklenen yapısal değişimine ayak uyduracağına yürekten inanıyoruz” dedi.

Türkiye’nin Otomobili Girişimi’nin otomotiv sanayisinin gelişmesi yolunda önemli bir kilometre taşı olduğuna inandıklarını belirten Bahçıvan, bu projede yerli tedarikçiler ile çalışmanın hem sürdürülebilir bir tedarik zinciri kurmak hem de yerli katma değeri artırmak noktasında büyük önem arz ettiğinin altını çizdi.

Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yıllar içerisinde dünya markaları ile çalışarak önemli tecrübeler ve büyük gelişmeler kaydederek sektörü yüzde 75 yerlilik seviyesine getirdiğini belirten Bahçıvan, şimdi bu önemli gelişme ve tecrübeleri, “Türkiye’nin Otomobili” ile buluşturma ve Türkiye için katma değer yaratma zamanı geldiğini söyledi.

Bahçıvan şöyle devam etti:

“Türkiye’nin Otomobili projesindeki teknoloji birikimlerini diğer pek çok sektörün de önünü açacak, aynı zamanda ateşleyicisi olacaktır. Teknoloji üreten, teknoloji ihraç eden bir Türkiye yaratma yolculuğunda da önemli bir kilometre taşı olacaktır. Şunu önemle vurgulamak isterim ki, “Türkiye’nin Otomobili” projesi yerli araba üretmekten daha fazlasıdır. Bu çerçevede, İstanbul Sanayi Odası olarak her zaman yerli teknoloji üretimini desteklemeye önem verdik, vermeye de devam edeceğiz. İşte bu anlayış eşliğinde, Türkiye’nin Otomobili Projesi sürecinde üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız. Bugünkü toplantımızın bu yönde atılmış önemli bir adım olduğuna yürekten inanıyorum.”


 TOGG CEO’su Gürcan Karakaş

Meclis toplantısına konuk olan ve İSO Meclis Üyelerine bir konuşma yapan TOGG CEO’su Gürcan Karakaş sözlerine “TOBB olmasaydı bu proje olmazdı” diyerek başladı. Megatrendlerin akıllı yaşam alanlarını etkilediğini belirten Karakaş, teknolojide elektrikli araçlar, birbiri ile bağlantılı araçlar ve otonom araçların öne çıktığını söyledi. Sosyal alanda akıllı ve akıllı şehir ve yaşam alanları, paylaşım ekonomisi ve çevre bilinci konularının yükseldiğini ve düzenleyici kurumların da buna eklendiğini ifade etti. Otomobilde oyunun kurallarının değişeceğini belirten Karakaş, müşteri beklentilerinin de değiştiğini ve otomobilin akıllı bir cihaza dönüştüğünü kaydetti. Karakaş, telefondaki dönüşümün otomotivde de yaşandığını anlattı.

Klasik otomotiv endüstrisinin değişim sağlayamazsa 2035’ten sonra yaşama şansı olmadığını belirten Karakaş, yeni otomobillerin özelliğinin bağlantılı, kullanıcı odaklı, paylaşımlı, otonom, empatik, akıllı ve elektrikli olduğunu ekledi. İki önemli hedefleri olduğunu dile getiren Karakaş, bunların birincisinin fikri ve sınai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye’ye ait küresel bir marka ortaya çıkarmak ve ikincisinin ise Türk mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturmak olduğunu açıkladı. Aracı tasarlarken dahi 5-10 yıl sonra gündeme gelebilecek konuları araştırdıklarını söyleyen Karakaş, “Kararlarımızı Türkiye’deki merkezimizde alıyoruz, özgün teknolojimizi kendimiz geliştiriyoruz, lisans ve imtiyaz hakları bize ait ve tedarikçilerimizi kendimiz belirliyoruz” diyerek projenin yerli karakterini vurguladı.

Karakaş, Türkiye’deki otomotiv endüstrisinin yerlilik oranının 60 yılda yüzde 66’ya ulaşabilirken kendilerinin yüzde 51 yerlilik oranı ile sıfırdan üretime başlayıp üç yıl içinde bu oranı yüzde 68’e taşıyarak Türkiye’nin en yerli otomobili olacaklarını belirtti. Karakaş tedarikçilerin yüzde 75’inin Türkiye’de üretim yaptığını, yüzde 25’inin ise henüz Türkiye’de bulamadıkları ürünler üreten tedarikçiler olduğu bilgisini vererek bu yüzde 25 için de çok hızlı bir yerlileştirme planları olduğunu söyledi.

Otomobil sektörünün en fazla küresel rekabete sahip sektörlerden biri olduğunu aktaran Karakaş, ticari rekabetçi olabilmek için teknoloji transferinin gerekli olduğunu ifade etti. Karakaş, 200 start-up’ı incelediklerini, bunların 50’sini büyüteç altına alarak 30’u ile gizlilik sözleşmesi imzaladıklarını ve 9’u ile çalışmaya başladıklarını dile getirdi. Gemlik’te kurulacak olan üretim tesisinin Avrupa’nın en temiz tesisi olduğunu belirten Karakaş, Türkiye’deki yasal sınırın 9’da biri, Avrupa’daki yasal sınırın 7’de biri kadar emisyon salınımı olduğunu anlattı. Karakaş, sıfır emisyonlu bir araç üretirken fabrikanın da buna uygun olması gerektiğini belirtti. Karakaş, 2032’ye kadar 1 milyon üretim hedefi olduğunu sözlerine ekledi.

Karakaş’ın konuşmasının ardından İSO Meclis Üyeleri de bu konudaki görüşlerini dile getirdi. Karakaş, Meclis Üyelerinden gelen soruları da yanıtladı.