İSO, “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması-2022” Sonuçlarını Açıkladı

  • Diğer Haberler
iso500_2022_manset_03

İstanbul Sanayi Odası (İSO), sanayi sektörünün devler ligini belirleyen ve 1968 yılından bu yana aralıksız yapılan “Türkiye`nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2022 yılı sonuçlarını açıkladı. İSO genel merkezi Odakule binası, Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından 55.sİ açıklanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması” toplantısına İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları İrfan Özhamaratlı ve Cemal Keleş de katıldı.

İSO Başkanı Bahçıvan büyük bir titizlikle hazırlanan araştırmanın özet sonuçlarını basın mensuplarına şu şekilde aktardı:

“Her yıl ekonomi dünyası tarafından merakla beklenen “İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2022 yılı sonuçları için bir aradayız. Sizleri İstanbul Sanayi Odası (İSO) adına, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılarımız Sayın İrfan Özhamaratlı ve Sayın Cemal Keleş ile birlikte sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Biliyorsunuz İSO 500 çalışmamızın açıklanma tarihini son yıllarda Mayıs ayına çekmeyi başarmıştık. Bu yıl biraz gecikmeli olarak açıklıyoruz. Gecikme nedenimize kısaca değinecek olursam; bu yılın başında ülkemizi derinden yaralayan Kahramanmaraş depremini yaşamış bulunuyoruz. On binlerce vatandaşımızı kaybettik. Acılarımız hala çok taze. Buradan bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum.

Dünyada eşi benzeri olmayan ve 11 ilimizi etkileyen felaketin ekonomik yıkımı da büyük oldu. Birçok sanayi tesisimiz haftalarca faaliyete geçemedi. Devletimiz bu bölgede mücbir sebep hali ilan ederek firmalarımızın vergisel yükümlülüklerini erteledi.

Takdir edersiniz ki İSO 500 Büyük listesi içinde her yıl bu 11 ilimizden çok sayıda sanayi kuruluşumuz yer alıyor. 2021 listemizde bu rakam 72 idi. 2022 yılında ise bu sayının 66 olduğunu görüyoruz. Bu şirketlerimizin de mali verilerini paylaşabilme noktasına gelmesiyle birlikte İSO 500 araştırmamıza başlayarak en kısa sürede tamamladık.

Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Listeye bölgeden giren sanayi tesislerimizin bazıları ağır hasar aldı, bazıları hafif… Hasarı ne olursa olsun, tüm sanayi tesislerimiz; başta çalışanlarının fedakarlığı olmak üzere, devletimizin ve sanayicilerimizin büyük dayanışmasıyla çarklarını kısa sürede yeniden döndürmeyi başardı. Bunun için emeği geçen, sanayicilerimiz başta olmak üzere herkese buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu vesile ile çalışanı ve işvereniyle bölgedeki tüm sanayi camiamıza buradan bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

Değerli Basın Mensupları,

Son beş yıldır, güncel İSO 500’ün yanında, kökleri 1960’lı yıllara kadar uzanan bu değerli araştırmamızın, 50 yıl önceki içeriğini de sizlerle paylaşıyoruz. Bu yıl da Ağustos 1973 tarihli dergimizin baskısını bu amaçla yeniden gerçekleştirdik. Sizlere dağıttığımız dosyanın içinde 50 yıl önceki, -tabii o tarihte 100 Büyük Firma olarak yapılıyordu- araştırmamızın sonuçlarını da inceleyebilirsiniz.

Bugün de burada, artık her biri çok kıymetli bir sanayi arşivi niteliğini alarak bu yıl 55 yaşına ulaşan çalışmamızı, Cumhuriyetimizin 100. yılında siz değerli basın mensupları aracılığıyla kamuoyuna açıklamak için toplanmış bulunuyoruz. Yani geçen her yıl kıymeti daha da artan, önemi büyüyen bu bilgi kaynağına birazdan “bir damla” daha eklemiş olacağız.

Bu noktada İSO 500 araştırmasına öncülük ederek başlatan ve çoğu bugün aramızda olmayan tüm büyüklerimizi buradan saygıyla yad ediyorum. Titiz bilimsel yaklaşımlarıyla, araştırmanın bugünlere kadar en saygın şekilde gelmesini sağlayanlara teşekkür ediyorum. Bugünkü İSO 500 Büyük araştırmamızı da geçmişte olduğu gibi aynı titizlik ve bilimsel yaklaşımla tamamlayan başta Ekonomik Araştırmalar ve Kurumsal Finans Şubemiz ve danışmanlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum.

Yaptığımız İSO 500 Büyük araştırmasıyla sanayimizin ve kısmen de Türkiye ekonomisinin, gerçek anlamda bir check-up’ını ortaya koyabilmemizdeki en temel faktör, şirketlerimizin bu bilgileri bizlerle paylaşmasıdır. Bu nedenle şirket verilerini bizlere ileterek İSO 500 araştırmamızın ortaya çıkmasının en büyük paydaşı olan tüm sanayi kuruluşlarımıza da buradan şükranlarımızı sunuyorum.

Kıymetli Basın Mensupları,

Değerli Misafirler,

2022 yılı İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmamızın sonuçlarına geçmeden bu sonuçların arka planına çok kısa bir göz atılması gerektiğini düşünüyorum. Neydi o gelişmeler diye hatırlayacak olursak; her şeyden önce küresel ekonomide enflasyonun geri dönüşünü yaşadık. Rusya-Ukrayna savaşının başta enerji ve gıda sektörlerinde yol açtığı ek fiyat şoklarını gördük. Artan enflasyon karşısında merkez bankalarının faiz artırımlarını hızlandırdığı, belirsizlik ikliminin yoğunlaştığı zor bir yılı geride bıraktık.

Kuşkusuz ekonomimiz bu gelişmelerden etkilendi. Fakat ilk yarıda güçlü ihracat ve yıl genelinde iç talebin canlılığı sayesinde 2022 yılında ekonomimiz yüzde 5,5 büyüyerek dünyadaki bu negatif süreçten ayrışmayı başarabildi. Ancak bu büyümenin hiç kuşkusuz yüksek enflasyon ve cari açık gibi ciddi maliyetleri de oldu. Finansal istikrara verdiği katkı ve sürdürülebilirliği tartışılan, rasyonel ekonomi politikalarından uzak “Yeni Ekonomi Modeli” çerçevesinde, kur ve faizleri düşük tutan ve kredi akışını kısıtlayan çok sayıda düzenleme, yıl genelinde reel sektörün finansman koşullarını belirledi.

Bu kısa değerlendirmemizin ardından; İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2022 araştırmamızın sonuçlarına geçebiliriz.

İSO 500’de üretimden satışlar 2022 yılında yüzde 119 oranında artarak 2 trilyon 48 milyar liradan 4 trilyon 485 milyar liraya çıktı.

Bu yüksek oranlı artışta, ihracattaki güçlü performansın yanı sıra canlı yurt içi talep, yükselen kur ve fiyatlar ile ihracat gelirlerinin TL karşılıklarındaki artışın belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz.



Not: Reel değişimler, TÜFE yıl sonu enflasyonuna göre hesaplanmıştır.

İSO 500 Büyük kuruluşlarının üretimden satışlardaki reel değişimlerine baktığımızda da şu sonuç dikkat çekiyor: 2022 yılının verileri yıl sonu tüketici enflasyonu ile arındırıldığında üretimden satışların reel olarak 2021 yılına göre yüzde 33,3 ile oldukça yüksek bir artış sergilediği görülüyor.

Reel değişimleri hesaplarken son yıllarda hep yaptığımız gibi bu yıl da, yıl sonu TÜFE enflasyonunu kullandık. Fakat diğer taraftan biliyoruz ki 2022 sonunda TÜFE enflasyonu yüzde 64,27 iken ÜFE enflasyonu yüzde 97,72’ye ulaşmıştı.

Bu noktada sanayicinin ekonomik gerçeklerini yansıtan asıl enflasyonun ÜFE olduğunu hatırlatarak, ÜFE’nin çok daha hızlı arttığını ve üretici ile tüketici enflasyonu arasındaki makasın oldukça geniş olduğunu vurgulamak istiyorum. Nitekim yıl sonu ÜFE enflasyonu kullanıldığında, üretimden satışlardaki reel artış yüzde 10,8’e iniyor.



Üretimden satışların 50’lik gruplara göre dağılımına bakacak olursak; ilk 50 kuruluşun uzun yıllardır yüzde 50 bandında seyreden ağırlığının bu yıl biraz daha artırarak yüzde 52’ye çıktığı görülüyor. İlk 100 firmanın İSO 500 içindeki payı ise yüzde 65’lere ulaşıyor.

Sıralamada 100-200 arasında kalan şirketlerin İSO 500’deki ağırlığı yüzde 14,4 olurken, geriye kalan 300 şirket de yüzde 20,6’lık pay almış bulunuyor. Bu verilerin geçmişte de benzer bir görünüm sergilediğini söyleyebiliriz.

Değerli Basın Mensupları,

İSO 500’ün ihracat performansına baktığımızda, Türkiye genel ve sanayi ihracatına yaptığı katkının çok değerli ve yüksek olduğunu görüyoruz.

Hatırlayacak olursak, zayıflayan küresel büyüme dinamiklerine rağmen ülkemiz 2022 yılı ihracatında oldukça önemli bir başarı sağladı. İhracat yüzde 12,9 oranında artarak 254 milyar doları aştı.

İSO 500’ün ihracatı ise yüzde 14,1’lik artışla 98 milyar dolara yaklaştı. Görüldüğü üzere İSO 500’ün ihracat artışı, Türkiye genelinin 1,2 puan üzerinde gerçekleşti. Böylece hem Türkiye hem de İSO 500 tarihindeki en yüksek ihracat rakamına ulaşılmış oldu.


İSO 500’ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payına baktığımızda; ise bu oranın yüzde 40’lar civarında olduğunu görüyoruz.

Not: Paylar, net satışlara göre hesaplanmıştır.

Şu an görmekte olduğunuz veriler İSO 500’ün her yıl dikkatle incelediğimiz ve önemli sonuçlar ortaya koyan bazı temel göstergeleri. Bu tablo, İSO 500’ün satışlarının yanı sıra kaynaklarını verimli kullanarak karlarını da yüksek oranlarda artırdığını ve bu alanlarda genel olarak başarılı bir performans sergilediğini ortaya koyuyor.

Şöyle ki; İSO 500’ün 2022’de faaliyet karı yüzde 96 oranında artarak; 342 milyar liradan 671 milyar liraya çıktı. Buna karşılık faaliyet karlılığı oranı, yüzde 14,8’den 2 puan düşerek yüzde 12,8’e geriledi.

Benzer şekilde faiz, amortisman ve vergi öncesi karın yüzde 100’e yakın bir artışla 405 milyar liradan 808 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Aynı yılda FAVÖK karlılığı oranı, aynen faaliyet karlılığında olduğu gibi 2,1 puan düşüşle yüzde 17,5’ten yüzde 15,4’e geriledi.

Yine vergi öncesi kar ve zarar toplamı yüzde 121 artarak 219 milyar liradan 485 milyar liraya yükseldi. Ancak satış karlılığı oranı 0,2 puan düşüşle yüzde 9,3’e indi. Bu da bize tüm karlılık rasyolarında geçen yıla göre daha düşük bir kar yılı geçirildiğini gösteriyor.

 Bu tablomuz İSO 500’ün karlılık bileşenlerini yansıtıyor. Tabloyu geçen yıl ile kıyasladığımızda, özellikle net kambiyo karlarındaki ivme kaybının etkisiyle üretim faaliyeti dışı gelirlerin sınırlı artış gösterdiği dikkat çekiyor. Başka bir deyişle 2022’de üretim faaliyeti dışı gelirlerin karlılığa katkısı bir hayli azalmış bulunuyor.

2022 yılında İSO 500’ün diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karları 683 milyar lira iken, gider ve zararları 572 milyar lira olarak gerçekleşmiş. Bu iki rakam arasındaki fark alındığında, İSO 500’ün üretim faaliyeti dışı net geliri 111 milyar lira artmış ve bir önceki yıla göre artış oranı da yüzde 14,6 ile sınırlı düzeyde gerçekleşmiş.


Hazır buraya gelmişken sanayinin son 10 yıldaki üretim faaliyeti dışı gelirlerinin dönem kar ve zarar toplamı içindeki paylarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Görüldüğü üzere söz konusu bu oran, son 5 yılda yüzde 88 düzeyinden yüzde 23’lere kadar gerilemiş durumda. Bu da bize sanayicinin son yıllarda giderek daha fazla esas faaliyetlerine odaklandığını ve karını gerçek işinden elde ettiğini gösteriyor.


Finansman giderleri, uzun yıllardan beri İSO 500’ün en dikkat edilen unsurlarından biri. Buraya baktığımızda; İSO 500’ün finansman giderlerinin 2022’de yüzde 32,6 oranında artarak 209 milyar liradan 277 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz.

Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı belirgin bir düşüş göstererek yüzde 61,1’den yüzde 41,3’e inmiş durumda. Yıllardan beri hep işaret ettiğimiz ve 2018’de yüzde 89’lara kadar çıkan bu oranın yüzde 40’lara gerilemiş olması dikkat çekiyor.

Görüldüğü üzere 2022’de finansman giderleri işletmelere çok daha az yük olmuş. Ancak burada 2022’nin düşük faiz ortamı ve kredi kullanımını sıkı şartlara bağlayan düzenlemelerin de etkili olduğunu unutmamak gerekiyor.

O günkü finansal koşullar, bugünkü faiz ve krediye erişim koşullarıyla karşılaştırıldığında aradaki makasın ne kadar yüksek olduğu biliniyor. Dolayısıyla finansman giderlerinin faaliyet karına oranındaki görece iyileşmenin, ne kadar sürdürülebilir olduğunu gelecek yıl açıklayacağımız 2023 yılı İSO 500 verilerinde daha net bir şekilde göreceğiz.


Değerli Basın Mensupları

Bu tabloyla firmaların varlık ve kaynak yapısındaki gelişmeleri inceliyoruz. Veriler 2022 yılında İSO 500’ün aktif toplamının yüzde 83 artarak 2,1 trilyon liradan 3,9 trilyon liraya yükseldiğini gösteriyor.

Aktifler içerisinde ana kalemler incelendiğinde, dönen varlıklar yüzde 78 artışla 1,4 trilyon liradan 2,5 trilyon liraya; duran varlıklar ise yüzde 95 artışla 706 milyar liradan 1,4 trilyon liraya yükselmiş durumda.

Bilançonun kaynak yapısındaki değişimleri ele aldığımızda ise aktiflerdeki büyümenin geçmiş yıllardan farklı olarak borçlanmadan ziyade özkaynak yoluyla finanse edildiğini görüyoruz.

Nitekim 2022’de özkaynaklar 624 milyar liradan 1,4 trilyon liraya yükselerek yüzde 124 artarken; toplam borçlar 1,5 trilyon liradan 2,5 trilyon liraya çıkarak yüzde 67 büyüdü.


Bilanço göstergelerindeki gelişmelerin ardından bu tablomuz, İSO 500’deki kuruluşlarındaki borç ile özkaynak dağılımını yansıtmaktadır. Bu tablo, uzun bir aranın ardından 2022 yılında firmaların kaynak yapısında göreli bir iyileşmeye işaret ediyor.

Yüksek karların desteğinin yanı sıra borçlanma imkan ve eğilimindeki düşüşün etkisiyle, İSO 500 kuruluşlarında borçların payı yüzde 70,7’den yüzde 64,3’e gerilerken; özkaynakların payı yüzde 29,3’ten yüzde 35,7’ye çıkmış bulunuyor.


Borçların alt kalemlerini gösteren bu tabloyu incelediğimizde, İSO 500’de mali borçların yüzde 64 artışla 796 milyar liradan 1,3 trilyon liraya çıktığını görüyoruz. Diğer borçların da yüzde 70’e yakın bir artışla 711 milyar liradan 1,2 trilyon liraya yükseldiği anlaşılıyor.

2021’e benzer şekilde 2022’de de diğer borçların mali borçların üzerinde bir büyüme sergilediği dikkat çekiyor. Başka bir deyişle faaliyetlerin finansmanında ticari borçlar daha fazla kullanılmış durumda.

Ticari borç kullanımının artmasından, firmaların kaynak ihtiyacını finans kuruluşları dışında, kendi içlerinde borçlanarak çözmeye çalıştıklarını anlıyoruz. Ekonominin küçülmeye başladığı bir dönemde bu borç döngüsüne girilmesi, reel sektörü en çok zorlayan konulardan biri olacaktır. Bu durumun önümüzdeki günlerde sektörler arasındaki değer zincirlerinde bir kırılmaya neden olabileceğine dikkatinizi çekmek istiyorum.

İSO 500 kuruluşlarında borçların vadelerine göre gelişimine baktığımızda ise kısa vadeli mali borçlardaki artışın yüzde 99 ile uzun vadeli mali borçlardaki yüzde 37’lik artışın üzerinde gerçekleştiğini görüyoruz.


Bu sürecin en somut yansıması, şimdi ekrana getirdiğimiz grafiğimizde açıkça görülüyor. Nitekim burada kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payının 2022’de ilk kez yüzde 50 bandını aşarak yüzde 42,8’den yüzde 52,1’e yükselmesi dikkat çekiyor.

Bu artışta, negatif faiz ortamının yanı sıra yeni kredi uygulamalarının kısa vadeli kredi kullanımını özendirmesinin etkili olduğu anlaşılıyor. Yüksek faiz ortamında firmaların bu durumdan çok daha olumsuz etkileneceğini söyleyebiliriz.


Sayın Basın Mensupları,

İSO olarak her fırsatta dile getirdiğimiz devreden KDV sorunu 2022’de çok daha belirgin bir hale gelmiş durumda. İSO 500’ün devreden KDV yükü yüzde 107 oranında artarak 49 milyar liraya yaklaştı.

Biz bu döngüyü, sık sık vurguladığımız gibi; sanayi kuruluşlarımızın, yüksek kaynak ihtiyacına karşın, devlete sıfır faiz ve sonsuz vade ile borç vermesi olarak tanımlıyoruz. Ne yazık ki bu döngü 2022’de de azalmak yerine artarak devam etmiş. Enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde, paranın değeri hızla azaldığından bu sorun bugün artık daha önemli hale gelmiş bulunuyor.

Çeşitli platformlarda pek çok defa gündeme getirdiğimiz üzere bu konuda sanayiciyi en çok rahatlatacak çözüm, devreden KDV alacaklarının banka teminatı haline getirilmesidir. Özellikle Eximbank kredilerine dönük bir teminat aracına dönüştürülmesi, bu sorunun en rasyonel çözümü olacaktır.


Sanayimizin teknolojik yapısı hakkında önemli ipuçları veren bu tabloya baktığımızda, 2022 yılında yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 37,7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin aldığı görülüyor. Bu grubun payı bir önceki yıla göre 5,3 puan artmış.

Buna karşılık düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4,4 puan düşüşle yüzde 28,9’a, orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 1,1 puan düşüşle yüzde 27,2’ye gerilemiş durumda.

Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,1 puan artışla yüzde 6,2 olsa da yapısal bir değişime işaret etmekten henüz uzak bir görünüm sergiliyor.

Yaratılan katma değerin teknoloji yoğunluğuna baktığımızda, özellikle son yıllarda düşük teknolojiden orta-düşük teknolojiye doğru bir kayma dikkat çekiyor. Ama orta-düşükten orta-yüksek teknolojiye, orta-yüksek teknolojiden yüksek teknolojiye geçişte ise bir patinaj söz konusu.


Günümüzde küresel rekabetin yolu AR-GE ve inovasyondan geçmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bu doğrultuda bir sanayileşme perspektifi benimsemesi kaçınılmaz. Bu noktada sanayicilerimizin de bu perspektifi içselleştirmesi ve gerekli çaba ve yatırımdan kaçınmaması gerekmektedir.

Ekranda gördüğümüz İSO 500’deki AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısına bu çerçeveden baktığımızda, sanayimizin bu alanda daha istekli olması gerektiği açık. Çünkü İSO 500 içinde AR-GE yapan kuruluş sayısında, 2013’ten itibaren görülen kademeli artışın, 2018’den sonra durağanlaştığı görülüyor. 2021’de 265 olan AR-GE yapan kuruluş sayısı, 2022’de 260’a gerilemiş.


Bu şirketlerimizin 2022 yılında yaptıkları AR-GE harcamalarının 16 milyar TL’yi aştığını görüyoruz. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de, yine tablomuzda gördüğünüz üzere sanayi kuruluşlarımızın satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü AR-GE harcamalarına ayırmaları düşündürücü.


Bu tablomuzda, İSO 500 istihdamının 2022 yılında yüzde 4,1 artarak yaklaşık 800 bin kişiye ulaştığını görmekteyiz. Aynı yılda ödenen maaş ve ücretlerdeki artış da yüzde 86 civarlarında gerçekleşmiş.

Sermayenin tabana yayılması ve özellikle sanayi kuruluşlarının kaliteli finansal kaynağa erişimi açısından şirketlerin halka açılmaları önemli. Son yıllarda bu yönde şirketlerin oldukça istekli olduklarını görüyoruz. Bu eğilim, İSO 500 verilerine de yansımış bulunuyor.

İSO 500 içinde halka açık kuruluşların sayısı 2017-2021 döneminde 65-69 bandında seyrettikten sonra 2022’de 8 adet artarak 73’e yükseldi. Böylece İSO 500 içinde halka açık kuruluşlar sayısı bugüne kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Sanayi şirketlerimizin halka açılmaya olan ilgisinin 2023’te de sürdüğünü görüyoruz ve bu süreci sanayi firmalarımızın sermaye piyasası araçlarını daha fazla kullanması açısından olumlu buluyoruz.


İSO 500’de yer alan kuruluşları bağlı olduğu oda bilgilerine göre sıraladığımızda, dağılımın Anadolu lehine değişmeye devam ettiğini görüyoruz.

Son yıllarda sayısal olarak düşüş eğiliminde olmasına karşın en büyük pay 152 firma ile halen İstanbul Sanayi Odası’na ait. İstanbul’u 40 kuruluş ile Kocaeli Sanayi Odası izliyor.

Bu odalarımızın ardından Ankara Sanayi Odası 39, Ege Bölgesi Sanayi Odası 38 kuruluşla sıralamada yer alıyor. Daha sonra 28 kuruluş ile Gaziantep Sanayi Odası, 17 kuruluş ile Kayseri Sanayi Odası ve 15 kuruluş ile de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası geliyor.


İSO 500’ün sektörel dağılımına baktığımızda Odamız tarafından oluşturulmuş olan 10’lu sektör gruplandırmasına göre şöyle bir dağılım ortaya çıkıyor:

2022’de üretimden satışlara göre en yüksek paya sahip olan sektör yüzde 23,4 ile “ana metaller ve makine imalatı sanayii” oldu.

İkinci sırada yüzde 23,3 ile “kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri” yer alırken bu sektörün payı neredeyse ilk sıradaki sektörle aynı seviyeye ulaşmış durumda.

Üçüncü sırada ise yüzde 14’lük payıyla “kara, deniz taşıtları ve yan sanayii” yer aldı.

Saygıdeğer Basın Mensupları,

Şimdi merakla beklediğiniz İSO 500 sıralamasına geçiyoruz. Sizlere dağıttığımız raporda, üretimden satışlara göre yaptığımız sıralamanın tümü detaylı bir şekilde yer alıyor. Tablomuzda her yıl olduğu gibi ilk 10 şirketimizi görüyorsunuz.

 İSO 500 çalışmasında 2022 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluşumuz 418,4 milyar liralık satışlarıyla Tüpraş oldu. Bu kuruluş uzun yıllardır sürdürdüğü liderliğini 2022 yılında da korudu. 2022 yılında üretimden satışlara göre ikinci büyük kuruluş 189,2 milyar lira ile Star Rafineri oldu. Üçüncü sırada ise 140,1 milyarlık üretimden satışlarıyla Ford Otomotiv yer aldı.Tabloda da gördüğünüz üzere sıralamanın ilk 10’unda yer alan şirketlerde 2021 yılına göre bir değişiklik olmadı.

Değerli Basın Mensupları,
2022 yılına ait İSO 500 sonuçları, sanayimizin zorlu bir yılı güçlü bir performansla tamamladığının bir kanıtı niteliğindedir. Zira sanayi devlerimizin birçok temel göstergede azımsanmayacak iyileşmelere imza attığı görülüyor.Öte yandan gerek küresel ve yerel ölçekteki birçok makro gösterge ve gelişme, 2023’ün sanayicilere çok daha zorlu koşullar sunduğunu bize gösteriyor. Bu sürecin etkilerini önümüzdeki yıl açıklayacağımız 2023 yılı İSO 500 sonuçlarında görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır.

Çünkü küresel ekonomide sıkılaşan para politikalarının etkilerini gecikmeli olarak görmeye başladık. Nitekim gerek dünya üretiminin seyri, gerekse Euro Bölgesi, ABD ve İngiltere gibi ana ihracat pazarlarımıza ilişkin beklentiler, 2023’te 2022’ye göre daha düşük büyüme temposuna işaret ediyor.

Her ay açıkladığımız İhracat İklimi Endeksi verileri de bu değerlendirmemizi doğruluyor. İhracatın büyümeye katkısının yüksek seyrettiği 2021 genelinde ve 2022’nin ilk yarısında güçlü seyreden bu endeks, 2022 yılı ikinci yarısından itibaren zayıflamaya başladı. 2023 Ağustos itibarıyla da 50 eşik değerinin altına düşerek daralma bölgesinde yer aldı. Bu anlamda küresel görünümün ihracat açısından belirgin bir iyimserlik sunduğunu söylemek oldukça zor.



Yurt içi gelişmelere bakacak olursak, özellikle bu yılın ikinci yarısından itibaren, enflasyon ve cari açık gibi temel makro kırılganlıklarımıza karşı bir mücadele döneminin başlangıcındayız. Bu doğrultuda atılan adımlar kaçınılmaz olarak büyümede bir ivme kaybına yol açacak. İSO Türkiye İmalat PMI’ın yılın ikinci yarısıyla birlikte daralma bölgesine düşmüş olması da bunu teyit ediyor. Özellikle yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri gibi alt kalemlerde yaşanan sert düşüşler önümüzdeki aylara ilişkin iyimserliği sınırlıyor.

Diğer yandan Merkez Bankamızın, Haziran’dan itibaren başlattığı sıkılaştırma sürecine bağlı olarak piyasa faizlerinde de sert yükselişler söz konusu. Bu sürecin aynı zamanda özellikle güçlü tüketim eğiliminin körüklediği ithalatı azaltması bekleniyor. Dolayısıyla, ihracatın geriye çekildiği bir dönemde, sanayi üretimini destekleyen güçlü iç talebin de bir miktar zayıflaması kaçınılmaz.

Faiz artırım sürecinin bir başka çıktısı ise, etkilerini bir süredir görmeye başladığımız üzere, sanayicimizin finansman maliyetlerindeki belirgin artış olacak. Tekrar etmek gerekirse, tüm bu unsurların 2023 İSO 500 araştırma sonuçlarında satış performansı, finansman maliyetleri, ihracat ve kaynak yapısı gibi göstergelere olumsuz yansıması şaşırtmayacak.

Değerli Basın Mensupları,

Konuşmamın bu son bölümünde İSO 500 sonuçlarından yola çıkarak bir kez daha söylemem gerekirse; Türk sanayicisi, özellikle pandemi ile başlayan dış pazarlardaki dalgalanmalara ve kırılmalara, Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı tedarik sorunlarına ve içerdeki finansman sıkıntılarına karşın; her zaman olduğu gibi 2022 yılında da ülkemizin büyüme ve kalkınması mücadelesinde en ön saflarda yer almaya devam etmiştir.

Bugün sizlerle paylaştığımız İSO 500 verilerini, sanayicilerimizin ülkemizin geleceğine olan inancının bir göstergesi olarak da kabul etmeliyiz. Bu inancın ve azmin azalmadan devam edebilmesi için sanayicimizin, üretim hayatımızın en büyük ihtiyacı; finansal istikrardır. Bu bağlamda, her fırsatta dile getirdiğimiz sürdürülebilir ve nitelikli büyüme için gerekli olan finansal istikrarın yeniden tesisi doğrultusunda ekonomi yönetimi tarafından atılan adımları önemli buluyoruz.

Bu nedenle hepimizin beklediği ve Oda olarak da destek verdiğimiz, üzerinde özenli bir çalışma yapılarak kısa süre önce açıklanan “Orta Vadeli Programı” çok önemsiyoruz.

Kararlılıkla uygulanmasını beklediğimiz Orta Vadeli Programın başarısının, ülkemizin uzun süredir ihtiyaç duyduğu dış kaynak akışını da sağlayacağına inanıyorum. Bu kaynak akışının; uzun süredir ihtiyaç duyduğumuz teknolojiye dayalı, nitelikli yeni sanayi yatırımları ile buluşturulması en büyük dileğimiz.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken, hepinizi tekrar saygı ve sevgi ile selamlıyorum.