İSO Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda 2022 Yılı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın Sonuçları Değerlendirildi

  • Diğer Haberler
manset_03

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin eylül ayı olağan toplantısı, “Yeni Çağın Sanayisi için Dönüşüme Hazırlanırken; 2022 İSO 500 Sonuçlarının Sanayimiz ve Ekonomimiz Açısından Değerlendirilmesi” ana gündemiyle Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz’ın Başkanlık ettiği, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın 2022 sonuçlarının değerlendirildiği bir panel düzenlendi.

Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen’in moderatörlüğünü üstlendiği panelde Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Burak Arzova ve Spinn Eğitim ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül konuşmacı olarak yer aldı. Eylül ayı İSO Meclis Toplantısı’nı İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve çok sayıda basın mensubu takip etti.


İSO Başkanı Erdal Bahçıvan

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yaptığı açılış konuşmasında “Araştırmamız sanayimizin zorlu bir yılı güçlü bir performansla tamamladığının bir kanıtı niteliğindedir. Zira sanayi devlerimizin birçok temel göstergede azımsanmayacak iyileşmelere imza attığı görülüyor. Ancak dünyada yaşanan gelişmeler ve mevcut ekonomik şartlar göz önüne alındığında 2023’ün sanayicilere çok daha zorlu koşullar sunduğunu bize gösteriyor. Özellikle yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri gibi alt kalemlerde yaşanan sert düşüşler önümüzdeki aylara ilişkin iyimserliği sınırlıyor” dedi.


İSO Meclis Başkanı
Ender Yılmaz

İSO eylül ayı olağan Meclis Toplantısı İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz tarafından açıldı. Yılmaz, eylül ayı meclis gündemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“İSO500 Araştırma sonucu; başta Sanayi Politikaları ve Teşvik uygulamaları ile Sürdürülebilirlik ve Yeşil İnovasyon gibi birçok başlığı anlamamıza olanak sağlamakla birlikte, İSO 500'de yer alan şirketlerin finansal performansını, gelirlerini, kar marjlarını ve büyüme oranlarının incelenmesini, dolayısıyla İşletmelerin kârlılığının ve verimliliğinin değerlendirilmesiyle bir ölçüde endüstriyel boyutta ülkemizin ekonomik durumunun röntgeni de çekilmektedir.

 Tüm bu değerlendirmelerin sonrasında kişisel olarak gördüğüm Pozitif etkilerinin yanında birde ülke puanımızı da göz önüne alınarak söylemek istiyorum; tüm bu veriler incelendiğinde firmalarımızın uluslararası marka olmak konusundaki eksikliğinin hissedildiğini, bu sebeple işletmelerin yüksek katma değer üretemediklerinin görülmesi gerektiği öneminin altının çizilmesi gerekiyor.

Küresel rekabet ortamında markalaşmanın önemi ve uluslararası marka olmak için şirketlerin sınırları aşarak uluslararası yarışta daha kolay ve artan bir sıklıkla yer alabilmesini sağlayan büyük değişiklikler yapmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Markalaşmanın oluşumu ve sürdürülebilirliği için politik, ekonomik, sosyo-kültürel, teknolojik faktörler, internet ve dijital teknolojiler bu değişimin önemli katalizörleridir. Bu durum da önümüze uluslararası alanda marka olma sürecinde, global marka olabilmenin finansmanı öne çıkmaktadır.”

İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz, daha sonra gündeme ilişkin konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı kürsüye davet etti. Cumhuriyetin 100’üncü yılının kutlandığı 2023’te İSO 500 Büyük çalışmasının da 55’inci kez kamuoyu ile paylaşıldığını ifade eden İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan şunu söyledi:

“Ana gündem maddemizde de vurgulandığı gibi yeni çağda yeni sanayi için dönüşüm hazırlığı içindeyiz. Teknoloji odaklı, sürdürülebilir yeşil ekonominin, yaratıcılığın ve katma değerli ürünlerin öne çıktığı yeni üretim tarzı sürecinde biz sanayicilere büyük görevler düşüyor. Sanayi için öngördüğümüz geleceğin sadece temennilerde kalmaması için, dünün sonuçlarını güncel gelişmeler ve veriler ışığında da değerlendirmeli ve gerekli adımları ivedilikle atmalıyız. Değişmeyenin ayakta kalamayacağı bir dünyadayız. Açıkladığımız İSO 500 Büyük sonuçları da 21. yüzyılın sanayi gücüne ulaşmak için vakit kaybetmeden yeni çağın sanayisine adapte olmamız gerektiğini ortaya koyuyor.”

İSO 500 Büyük araştırmasının sanayinin teknolojik yapısı hakkında önemli ipuçları verdiğini söyleyen Erdal Bahçıvan, “2022 yılında yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 37,7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin aldığı görülüyor. Bu grubun payı bir önceki yıla göre 5,3 puan artmış. Buna karşılık düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4,4 puan düşüşle yüzde 28,9’a, orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 1,1 puan düşüşle yüzde 27,2’ye gerilemiş durumda. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,1 puan artışla yüzde 6,2 olsa da yapısal bir değişime işaret etmekten henüz uzak bir görünüm sergiliyor. Yaratılan katma değerin teknoloji yoğunluğuna baktığımızda, özellikle son yıllarda düşük teknolojiden orta-düşük teknolojiye doğru bir kayma dikkat çekiyor. Ama orta-düşükten orta-yüksek teknolojiye, orta-yüksek teknolojiden yüksek teknolojiye geçişte ise bir patinaj söz konusu. İSO 500’deki AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısına bakıldığında da, sanayimizin bu alanda daha istekli olması gerektiği açık. Çünkü İSO 500 içinde AR-GE yapan kuruluş sayısında, 2013’ten itibaren görülen kademeli artışın, 2018’den sonra durağanlaştığı görülüyor. 2021’de 265 olan AR-GE yapan kuruluş sayısı, 2022’de 260’a gerilemiş. Bu şirketlerimizin 2022 yılında yaptıkları AR-GE harcamalarının 16 milyar TL’yi aştığını görüyoruz. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de, yine tablomuzda gördüğünüz üzere sanayi kuruluşlarımızın satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü AR-GE harcamalarına ayırmaları düşündürücü.” diye konuştu.

2022 yılına ait İSO 500 sonuçları hakkında da genel bir değerlendirmede bulunan Erdal Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Araştırmamız sanayimizin zorlu bir yılı güçlü bir performansla tamamladığının bir kanıtı niteliğindedir. Zira sanayi devlerimizin birçok temel göstergede azımsanmayacak iyileşmelere imza attığı görülüyor. Öte yandan gerek küresel ve yerel ölçekteki birçok makro gösterge ve gelişme, 2023’ün sanayicilere çok daha zorlu koşullar sunduğunu bize gösteriyor. Bu sürecin etkilerini önümüzdeki yıl açıklayacağımız 2023 yılı İSO 500 sonuçlarında görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü küresel ekonomide sıkılaşan para politikalarının etkilerini gecikmeli olarak görmeye başladık. Nitekim gerek dünya üretiminin seyri gerekse Euro Bölgesi, ABD ve İngiltere gibi ana ihracat pazarlarımıza ilişkin beklentiler, 2023’te 2022’ye göre daha düşük büyüme temposuna işaret ediyor. Bu anlamda küresel görünümün ihracat açısından belirgin bir iyimserlik sunduğunu söylemek oldukça zor. Yurt içi gelişmelere bakacak olursak, özellikle bu yılın ikinci yarısından itibaren, enflasyon ve cari açık gibi temel makro kırılganlıklarımıza karşı bir mücadele döneminin başlangıcındayız. Bu doğrultuda atılan adımlar kaçınılmaz olarak büyümede bir ivme kaybına yol açacak. İSO Türkiye İmalat PMI’ın yılın ikinci yarısıyla birlikte daralma bölgesine düşmüş olması da bunu teyit ediyor. Özellikle yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri gibi alt kalemlerde yaşanan sert düşüşler önümüzdeki aylara ilişkin iyimserliği sınırlıyor.”

Diğer yandan Merkez Bankası’nın, hazirandan itibaren başlattığı sıkılaştırma sürecine bağlı olarak piyasa faizlerinde de sert yükselişler görüldüğünü, tüketici kredi faizlerinin artmasıyla da, tüketim eğilimini azaldığını dile getiren Erdal Bahçıvan özetle şunları söyledi:

 “Dolayısıyla bu da ihracatın geriye çekildiği bir dönemde, sanayi üretimini destekleyen güçlü iç talebin de bir miktar zayıflamasına neden olacaktır. Faiz artırım sürecinin bir başka çıktısı ise, etkilerini bir süredir görmeye başladığımız üzere, sanayicimizin finansman maliyetlerindeki belirgin artış olacak. Tekrar etmek gerekirse, tüm bu unsurların 2023 İSO 500 araştırma sonuçlarında satış performansı, finansman maliyetleri, ihracat ve kaynak yapısı gibi göstergelere olumsuz yansıması şaşırtmayacak. Diğer taraftan hepimizin beklediği ve oda olarak da destek verdiğimiz, üzerinde özenli bir çalışma yapılarak kısa süre önce açıklanan ‘Orta Vadeli Programı’ da çok önemsediğimizi vurgulamak istiyorum. Kararlılıkla uygulanmasını beklediğimiz Orta Vadeli Program’ın başarısının, ülkemizin uzun süredir ihtiyaç duyduğu dış kaynak akışını da sağlayacağına inanıyorum. Bu kaynak akışının; uzun süredir ihtiyaç duyduğumuz teknolojiye dayalı, nitelikli yeni sanayi yatırımları ile buluşturulması en büyük dileğimiz.”

Yapılan açılış konuşmalarının ardından İSO eylül ayı Meclis Toplantısı Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen’in moderatörlüğünde gerçekleşen Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Burak Arzova ve Spinn Eğitim ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül konuşmacı olarak yer aldığı panel ile devam etti.


Bloomberg HT
Genel Yayın Yönetmeni
Açıl Sezen

Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yaptığı giriş konuşmasında “Türkiye açısından en önemli envanterlerden bir tanesi İstanbul Sanayi Odası 500 Büyük Sanayi kuruluşu. Sizler tabii ki bunun farkını çok iyi biliyorsunuz ama bizler de bütün hayatımızı bu envanterin dökümünün detaylarını analiz etmeye çalışarak geçirdik. Çok açık ve net söyleyebilirim ki kriz yıllarında çok büyük sapmalar gördük. Çok inanılmaz dalgalı dönemlerde nasıl etkilerin yaşandığını gözlemledik. Ama son iki yılda ve hatta son bir yıldaki kadar dalgalı ama aynı zamanda da belirsiz bir dönemin yansımalarını görmemişizdir. Ben bu senenin İSO 500’deki oranları incelerken, rakamlara bakınca ve oranlara bakınca bizatihi bir para politikası etkisini çok net olarak gözlemleyebiliyorum. Sevgili, değerli panelistlerimizle birlikte son iki yıl uygulanan politikaların yansımaları bizi nereye taşıdı? Biraz bunları buluşmaya çalışacağız”


Spinn Eğitim ve Danışmanlık
Kurucu Ortağı
Özlem Derici Şengül

Spinn Eğitim ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül panelde yaptığı değerlendirmede “Elimizde büyük bir deneyin sonuçları var. Maalesef bu para politikasının etkilerini yaşayarak öğrendik. Senelerce faizi tuttuk, kuru serbest bıraktık. Ama iki sene önce kuru tutmaya başladık. Açıkça sabit kur rejimine geçtik demedik ama yaptığımız buydu. Bugün geldiğimiz noktada bu darmadağın yapıyı toparlama aşamasındayız. Ama normalleşme yolunda bu işin cefasız bir yöntemi yok. Başarılı olursa hepsinin artık yavaş yavaş konsolide olduğunu göreceğiz. İkincisi de bankacılık sektörünün asli fonksiyonuna geri döndüğüne şahit olacağız” değerlendirmesinde bulundu.


Marmara Üniversitesi İşletme
Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Sabri Burak Arzova

Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Burak Arzova da paneldeki konuşmasında " Şimdi bu gördüğünüz rakamlar muhtemelen önümüzdeki yıl gözükmeyecek. Çünkü bu geldiğimiz noktadaki başarılar aslında Türk sanayisinin ne kadar başarılı olduğunu bu kadar zorlu koşullara aslında belki de başka bir ülkede başka bir sanayicinin yaşamasının mümkün olmadığını gösterir. Gerçekten biz ülkede Türkiye sanayisine büyük bir stres testi yaptık ve bu stres testinden de başarılı bir şekilde sanayimiz çıktı. Ben burada en çok olumlu olarak bakmamı sağlayan şeylerden bir tanesi öz kaynak artışı. Çünkü yıllardan beri aslında sanayi şirketlerinin ağırlıkla, dış kaynak finansları yoluyla ve özellikle borç yapısının çok artan yapıyla büyüyor olması tehlikeli bir sonuca doğru Türkiye'yi götürüyordu” ifadelerini kullandı.


Piri Reis Üniversitesi
RektörYardımcısı
Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu

Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da panelde yaptığı konuşmada "Yüksek enflasyon ortamının firmaların karlılıklarını ve büyümelerini olumsuz etkilediğini görüyoruz. Ancak şirketlerin karlılığını artırması gerekiyor ki sanayicilerimiz gelecekte yatırımlarına kaynak ayırabilsin. Çünkü dünyadaki rakiplerimiz büyük yatırımlar için kaynak ayırabiliyor ve bizim önümüze geçiyor. Ancak uygulanan para politikasının bizim kaynak bulmamızı zorlaştırdığı görülüyor. Bizim bu dengesizliği düzeltmeye gitmemiz gerekiyor. Bu sorunu çözmek için faizin yükseldiği ve iç talebin hissedilir bir şekilde yavaşladığı bir sürece hazırlıklı olmamız gerekiyor" yorumunda bulundu.

Düzenlenen panelin ardından İSO eylül ayı Meclis Toplantısı, İSO Meclis Üyeleri’nin de gündeme ilişkin değerlendirmeleri ve panelistlere yönelttikleri sorularla devam etti. Panelistlerin gelen soruları yanıtlamasının ardından eylül ayı olağan Meclis Toplantısı sona erdi.